Karabük'ün tarihi konaklarıyla ünlü, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunan Safranbolu ilçesi, yüzyıllardır vakit ve teravih namazlarına ev sahipliği yapan, kimi zaman inşa edildiği dönemin ihtişamını kimi zaman da sadeliğini yansıtan, ilginç yapılış öyküleri ve mimarileriyle dikkati çeken asırlık camileri ile bu yıl da ramazan ayında ibadet edecek Müslümanlara hizmet verecek.
Dış mimarileri, işlemeleri, minareleri, kubbeleri ve diğer özellikleriyle ilçeye hayat kazandırıp şehrin de simgesi haline gelen camiler, halk arasında ve çeşitli kaynaklarda anlatılan ilginç yapılış hikayeleri ve farklı mimari özellikleri ile merak uyandırıyor.
- "Binlerce turistin de ilgi odağı"
Karabük Valisi Fuat Gürel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı'nın arka bahçesi niteliğinde olan Safranbolu'daki tarihi yapıların başında camilerin geldiğini, 18, 19 ve 20. yüzyılda inşa edilmiş birçok yapıyla birlikte camilerin de ilgi çektiğini söyledi.
Asırlardır ayakta kalan tarihi camilerin vakit ve teravih namazlarına ev sahipliği yaptığını aktaran Gürel, zamanın durduğu ilçeye ramazan aylarında tarihi camilerin ayrı bir tat verdiğini kaydetti.
İl ve ilçe müftülükleri tarafından camilerin ramazan ayına hazırlandığını anlatan Gürel, "Ahşap ya da taş ağırlıklı yapılmış farklı mimari özelliklere sahip koruma altında 32 cami bulunuyor. Tarihi camilerimizin neredeyse tamamı restore edildi. Yaptığımız çalışmalar neticesinde, bu camilerimizde hatimle teravih kılınacak, itikafa girilecek, mahya asılacak. Tarihi camilerimiz, Ankara, İstanbul, Bursa, Kocaeli, Bolu ve Kastamonu gibi iller ve Tayvan, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerden gelen binlerce turistin de ilgi odağı." diye konuştu.
- İzzet Mehmet Paşa Camisi
Osmanlı padişahlarından 3. Selim döneminde 1794-1798'de sadrazamlık yapan İzzet Mehmet Paşa, 1743'te doğduğu ilçeye İstanbul'daki Nuruosmaniye Camisi'nin adeta küçük bir modelini 1796'da inşa ettirdi.
18. yüzyılda Batı etkilerinin Türk mimarisine yansıdığı eserler arasında gösterilen cami, içindeki kalem işleri, bezemeleri, çok köşeli kalemi andıran minare gövdesinin yanı sıra külah ve alemiyle estetik unsurlar yansıtıyor.
Örtü elamanları dıştan kurşunla kaplı olma özelliğiyle Safranbolu'daki camiler içinde tek olan yapı, mihrabı, minberi, kalem işleri ve parmaklıklarına kadar bütünlük duygusu oluşturuyor.
- "Minareyi yapan ustanın boynu vurula"
Öyküye göre, yapımının ardından caminin minaresi defalarca yıkılır. Minarenin son bir kez daha yaptırılmasına karar verilerek sağlam inşa edene çok büyük para verileceği söylenir fakat minare yine yıkılırsa minareyi yapan ustanın boynunun vurulacağı söylenir. İnşaat için tüm minare ustalarına haber verilmesine karşın hepsi can derdine düştükleri için bu işi yapmak istemezler.
En sonunda caminin minaresi, Yahudi bir minare ustası tarafından yeniden inşa edilir fakat o usta da parasını alamadan minare yıkılırsa korkusuyla apar topar Samsun civarındaki köyüne kaçar ancak 20 yıl geçmesine karşın minareye bir şey olmayınca ustasına haber salınarak gelip parasını alması söylenir. Usta da aradan 20 yıl geçtikten sonra Safranbolu'ya gelerek emeğinin karşılığını alır.
- Köprülü Mehmet Paşa Camisi
IV. Mehmet zamanında Osmanlı Devletinde sadrazamlık yapan Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Caminin açılış tarihi bulunamamasına rağmen paşanın camiye gönderdiği el yazması Kur'an-ı Kerim'den, 1661'de yapıldığı tahmin ediliyor.
Büyük bir kemerli kapıdan girilen caminin, avlusunda güneş saati bulunuyor. 06.40 ile 17.20 arasındaki zamanı, özel hazırlanmış mermer üzerindeki metal plakanın gölgesi yardımıyla gösteren yatay güneş saati, gölge ile mermer üzerindeki çizgilerin buluşma anını, zaman olarak yanılgısız göstermeyi sürdürüyor.
Cami külliyesinde "vaktin belirlendiği mekan" anlamına gelen muvakkithane bulunuyor. Burada, muvakkitlerin çeşitli aletlerle namaz vaktini belirlediği, gözlem yaparak zamanı tespit ettikleri yer bulunuyor.
Tarihi cami, 1970,1995 ve 2019'da restore edildi.
Köprülü Mehmet Paşa Camisi'nin yapılışıyla ilgili öykü, sürgünle başlıyor. Sürgün geldiği Safranbolu'da ilk namaz kıldığı dergahın yerine, affedilmesi ve İstanbul'a dönmesi durumunda cami yaptıracağına yönelik adakta bulunan Köprülü Mehmet Paşa, 1656'da sadrazam olmasının ardından sözünü yerine getirerek 1658'de inşaat emrini verir.
- Kazdağlıoğlu Camisi
Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa tarafından, 1778'de yaptırılmıştır.
Yazıtta, 1778'de Safranbolu'da ''ayanlık mücadelesinde'' idam edilen Hacı Halil Mahallesi'nden Borlu Ayanı Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa tarafından inşa ettirildiği anlatılan cami, taş ve tuğladan tek kubbeli yapılmıştır. Caminin, üç bölümlü son cemaat yeri bulunuyor.
Caminin inşasıyla ilgili halk arasında anlatılan öyküye göre, şehir ve kasabaların ''ayan'' denen itibar ve nüfuz sahibi kişilerin, Osmanlı Devleti'nin merkezi-despotik gücü zayıflayıp otoritesi sarsılınca, taşralarda önemi artmış. İlçede güçlenen nüfuz sahibi kişilerden Borlu Ayanı Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa, 1778'de kendi adına cami inşa ettirdi. Camiye gelir sağlamak amacıyla da 24 adet dükkan yaptırdı. Camiyi yaptırdığı yılda Mehmet Ağa, vergi toplamada ve güvenliği sağlamada devlete yardımcı olmadığı gibi gerekçelerle idam edildi.
- Derenin üzerindeki cami: "Lütfiye"
Safranbolu'da 1878'de Hacı Hüseyin Hüsnü tarafından yaptırıldığı bildirilen yazıtı bulanan cami, tavanı, ahşap korkuluklu mahfili ve ahşap minaresiyle büyük ölçüde özgünlüğünü koruyor. Cami, dikdörtgen plan üzerine moloz taşlardan yapılarak ahşap örtüyle kaplanmış.
İlçenin ortasından geçen Akçasu Deresi'nin üzerine yapılan ve yuvarlak kemere oturan Lütfiye (Kaçak) Camisi'nin, ahşap minaresi ilgi çekiyor.
Halk arasında anlatılan öyküye göre, Safranbolu'nun yerlilerinden bir kadın hacca giderken, "Eğer dönmezsem, mal varlığımla cami yaptırılsın." diye vasiyet eder. Zamanın ağır şartlarında uzun süre dönmeyen kadının öldüğü haberi gelir. Bunun üzerine de caminin yapımına başlanır. Cami inşa edildiği sırada ölüm haberinin yanlış olduğu öğrenilir ancak yapımı yine de devam eder.
Yorum Gönder