Rabia Platformu Sözcüsü ve gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, "Her şeyi Ankara'dan beklemekten vazgeçmemiz gerekiyor. Bence siyaset, hayatımızda olmaması gerekenden daha fazla yer işgal ediyor" dedi.
Dilipak, Çağrı-Der Zonguldak temsilciliğince düzenlenen "Küresel Vesayet Karşısında Müslümanlar" konulu konferansta yaptığı konuşmada, dünyada adalet ve barış yokken asla kimsenin özgür olamayacağını söyledi.
Adalet yokken barıştan söz edilmesinin teslimiyet anlamına geldiğini, adalet olmadan barış olamayacağını ifade eden Dilipak, şöyle konuştu:
"Onun için denmiştir ki 'adalet mülkün temelidir'. Bugünkü modern dünyada, dünyanın gayri safi milli hasılasının yaklaşık yarısı tek başına yaklaşık 300 milyon nüfusu olan ABD'ye gidiyor. Yılda yaklaşık 31 trilyon dolarlık değer üretiliyor. Bunun sadece Amerika'ya giden kısmı 13 trilyon dolar. ABD'nin diğer ülkelerdeki yatırımlarını da hesaba kattığınızda ve dünya genelinde 6,5 milyar insanın yaşadığı düşünülürse dünyanın yıllık üretiminin yarısı ABD'ye gidiyor. Geri kalan yarısının yarısı Avrupa'ya, geri kalan yarısının yarısı Çin, Japonya ve Kore'ye gidiyor. Geri kalanı dünyadaki 1,5 milyarlık İslam dünyasının toplamının geliri sadece Almanya kadar bile değil. Böyle bir dünya sürdürülemez."
Batılıların büyük servetlerini zekalarının ve çabalarının yanı sıra emeklerinin karşılığında elde etmediğini dile getiren Dilipak, "Son bir yüzyılda dünyaya 3 dünya savaşı armağan ettiler. Kendi aralarında bu serveti paylaşmak ve kanlı miras kavgası için" dedi.
Dilipak, şöyle devam etti:
"Kendi aralarındaki miras kavgası için 3 dünya savaşı çıkarttılar, Hatta bir dördüncüsünü de sıkıştırmaya çalışıyorlar. Böyle geldiler. Küresel sermayecilik böyle bir kan deryasının içinden çıkıp geliyor. Şimdi birileri onlara 'One Minute' diyor. İşte onları çılgına döndüren bu. Küresel vesayete karşı direneceksek yeryüzündeki bütün Müminlerin vahdet içinde olması lazım. Bizim bu küresel vesayete karşı direnebilmemiz için sadece Müslümanların el ve gönül birliği yapması yetmiyor. Çünkü çoğumuz aç. Bizim 300 milyon aç çocuğumuz var. Bunlarla el ele tutuştuğunuzda hepsi sizden ekmek isteyecek. Bizim aynı zaman da yer yüzündeki namuslu fikir ve hikmet sahibi mazlum insanlarla el ele olmamız gerekiyor. O da yetmez bizim yeryüzünde kendi halinde pek bu işlerle ilgilenmeyen insanların öbürlerinin yanına gitmemesi için onlarla ticari ve siyasi ilişkiler kurmamız gerekiyor."
Yorum Gönder