Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Bayburt İl Teşkilatı Basın Sözcüsü Süreyya Türkmenli, dershanelerin kapatılması düşüncesinin 'terör örgütlerine yakıt sağlamak' anlamına geldiğini belirtti.
Yazılı açıklamada bulunan Türkmenli, "Dershanelerin kapatılmasına Türkiye’de en çok PKK sevinir. Örgüt yayınlarında, medya kurumlarında dershaneler; devletin cemaat aracılığı ile kurduğu ‘ajan’ yetiştirme kurumları olarak görüldü. O yüzden örgüt tarafından dershanelere yönelik bugüne kadar acımasız bir tutum sergileniyor. Devletin topluma sunmakla zorunlu olduğu birtakım yükleri karşılamaması durumunda dershaneler devreye giriyor. Bir genç, bir çocuk kendi ekonomik sıkıntılarından dolayı eğitim alamıyorsa, sivil bir hizmet hareketi destek olacaktır. Tarih boyunca vakıflar, medreseler bu yolu hep açık tutmuşlardır. Bunu kuruttuğunuzda alternatif sunmak durumundasınız." dedi.
Türkmenli, dershanelerin kapatılması için önce eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması lazım geldiğini ifade ederek, "Bir köyde okuyan çocukla şehirde okuyan çocuk arasındaki eğitim eşitsizliğini düzeltmeniz lazım. Bayburt’ta okumaya çalışan bir öğrenci ile Robert Koleji ve benzeri liselerde okuyan çocuğu aynı sınava tabi tutuyorsunuz. Eğitim ve öğretimin eşit olduğunu kim iddia edebilir? Dershaneler bu eşitsizliği ortadan kaldırıyor. Dershanelerin kapatılmasının yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu arada, halkımızın dikkatinden kaçmadığını düşündüğümüz bir konu ise dershanelerin kapanması tam da çözüm sürecine denk gelmiştir. Düşünmeden edemiyoruz, acaba dershanelerin kapanması da sürecin bir parçası mıdır? İmralı canisine verilen bir söz mü veya Oslo'daki pazarlığın bir parçası mıdır? Bu konuyu kamuoyunun dikkatine sunuyoruz." diye ifade etti.
"YURTTA KALMAYAN ÖĞRENCİLER DE ZAN ALTINDA BIRAKILDI"
MHP Bayburt İl Sözcüsü Süreyya Türkmenli, açıklamasında Başbakan Erdoğan'ın, yurtta kalmayan tüm öğrencileri zan altında bıraktığını, adeta aba altından sopa gösterdiğini savundu. Öğrencilere, kalacak ve insanca yaşayacak barınma yerleri temin etmenin hükümetin en öncelikli görev alanlarından olduğunu hatırlatan Türkmenli, "Ancak Başbakan, IMF’ye 5 milyar dolar borç vermekten bahsederken gençlerimizi kaderine terk etmiştir. Yurtta kalamayan milyonlarca öğrenci nerede kalacak? Parklarda mı yatacak? Yurtta kalamayan öğrenciler, kira külfetiyle başedebilmek için birlikte ev tutmaktadır. Türkiye'deki değerli birçok şahsiyet bu şekilde okumuştur. Öğrencilerimiz aynı zamanda değişik türden cemaat, vakıf evlerini de tercih etmektedir. Acaba şimdi sıra dershanelerden cemaat yurtlarına mı geldi? Başbakan Erdoğan acaba cemaat ve vakıf yurtlarından da mı rahatsızdır? Gençleri çarpık ilişkiler içinde göstermeye Başbakan’ın ne hakkı vardır? Türk gençliği ahlaklı ve şuurludur. Aşağı yukarı her ailenin üniversitede okuyan çocuğu var. Şüphesiz hiçbir aile çocuklarının ahlaksız ilişkileri içine girmesine razı olmayacaktır." şeklinde konuştu.
Yazılı açıklamada bulunan Türkmenli, "Dershanelerin kapatılmasına Türkiye’de en çok PKK sevinir. Örgüt yayınlarında, medya kurumlarında dershaneler; devletin cemaat aracılığı ile kurduğu ‘ajan’ yetiştirme kurumları olarak görüldü. O yüzden örgüt tarafından dershanelere yönelik bugüne kadar acımasız bir tutum sergileniyor. Devletin topluma sunmakla zorunlu olduğu birtakım yükleri karşılamaması durumunda dershaneler devreye giriyor. Bir genç, bir çocuk kendi ekonomik sıkıntılarından dolayı eğitim alamıyorsa, sivil bir hizmet hareketi destek olacaktır. Tarih boyunca vakıflar, medreseler bu yolu hep açık tutmuşlardır. Bunu kuruttuğunuzda alternatif sunmak durumundasınız." dedi.
Türkmenli, dershanelerin kapatılması için önce eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması lazım geldiğini ifade ederek, "Bir köyde okuyan çocukla şehirde okuyan çocuk arasındaki eğitim eşitsizliğini düzeltmeniz lazım. Bayburt’ta okumaya çalışan bir öğrenci ile Robert Koleji ve benzeri liselerde okuyan çocuğu aynı sınava tabi tutuyorsunuz. Eğitim ve öğretimin eşit olduğunu kim iddia edebilir? Dershaneler bu eşitsizliği ortadan kaldırıyor. Dershanelerin kapatılmasının yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu arada, halkımızın dikkatinden kaçmadığını düşündüğümüz bir konu ise dershanelerin kapanması tam da çözüm sürecine denk gelmiştir. Düşünmeden edemiyoruz, acaba dershanelerin kapanması da sürecin bir parçası mıdır? İmralı canisine verilen bir söz mü veya Oslo'daki pazarlığın bir parçası mıdır? Bu konuyu kamuoyunun dikkatine sunuyoruz." diye ifade etti.
"YURTTA KALMAYAN ÖĞRENCİLER DE ZAN ALTINDA BIRAKILDI"
MHP Bayburt İl Sözcüsü Süreyya Türkmenli, açıklamasında Başbakan Erdoğan'ın, yurtta kalmayan tüm öğrencileri zan altında bıraktığını, adeta aba altından sopa gösterdiğini savundu. Öğrencilere, kalacak ve insanca yaşayacak barınma yerleri temin etmenin hükümetin en öncelikli görev alanlarından olduğunu hatırlatan Türkmenli, "Ancak Başbakan, IMF’ye 5 milyar dolar borç vermekten bahsederken gençlerimizi kaderine terk etmiştir. Yurtta kalamayan milyonlarca öğrenci nerede kalacak? Parklarda mı yatacak? Yurtta kalamayan öğrenciler, kira külfetiyle başedebilmek için birlikte ev tutmaktadır. Türkiye'deki değerli birçok şahsiyet bu şekilde okumuştur. Öğrencilerimiz aynı zamanda değişik türden cemaat, vakıf evlerini de tercih etmektedir. Acaba şimdi sıra dershanelerden cemaat yurtlarına mı geldi? Başbakan Erdoğan acaba cemaat ve vakıf yurtlarından da mı rahatsızdır? Gençleri çarpık ilişkiler içinde göstermeye Başbakan’ın ne hakkı vardır? Türk gençliği ahlaklı ve şuurludur. Aşağı yukarı her ailenin üniversitede okuyan çocuğu var. Şüphesiz hiçbir aile çocuklarının ahlaksız ilişkileri içine girmesine razı olmayacaktır." şeklinde konuştu.
Yorum Gönder