Balıkesir'in Edremit ilçesinde yaklaşık 50 yıldır baba mesleği yorgancılıkla uğraşan İsmail Bacakoğlu (70), AA muhabirine yaptığı açıklamada, el işlemesi yorgan üreten kişi sayısının son yıllarda azaldığını söyledi.
Çeyizlerde birçok üründe daha ucuz olduğu için fabrikasyon ürünlere yönelen gelin ile damat adaylarının ailelerinin, çocukları için el işlemesi yün yorgan geleneğini sürdürdüğünü belirten Bacakoğlu, "Gelişen teknoloji, el sanatlarını her ne kadar yok etse de vatandaş el işlemesi yün yorganlardan vazgeçmiyor. Elde iğne ve çuvaldız kullanılarak tek tek işlenen el emeği göz nuru yorganlardan vazgeçmeyen aileler, yorgancılık mesleğinin yaşamasına, gelişen teknolojiye direnmesine yardımcı oluyor" dedi.
Özellikle son yıllarda kendisine gelen siparişlerin arttığını dile getiren Bacakoğlu, yün ve pamuk yorgan talebinin çok fazla olduğunu anlattı.
Bacakoğlu, ince, hafif yün ile pamuk yorganların daha fazla rağbet gördüğü bilgisini vererek, şöyle devam etti:
Yaz mevsiminde düğünlerden dolayı işlerinin kat kat arttığını bildiren Bacakoğlu, yorgancılığın teknolojiye direnmesine rağmen hala revaçta olduğuna dikkati çekti.
Mesleğiyle ilgili en büyük sorununun, çırak bulamamak olduğunu vurgulayan Bacakoğlu, şunları kaydetti:
"Tüm uğraşım bu mesleğin ölmemesi. Özellikle de şu an yeniden ilgi gördüğü bir zamanda yok olmamalı. Geleneksel Türk-İslam el sanatlarından biri olan yorgancılığın sürmesi için yeni çıraklar gerekiyor ancak bulamıyoruz. Gençler bu mesleğe yönelerek kısa sürede kendi işini kurabilir ama bir veli çocuğuna ilkokul, lise, üniversite okutuyor. Çocuğun ömrü okumakla geçiyor. Sonra Kamu Personel Seçme Sınavına (KPSS) giriyor. Kazanırsa bir işe yerleştiriliyor, kazanamazsa boşta geziyor. Elbette okunmalı ancak zorunlu eğitimden sonra okuyamayanlar, eli sanata, mesleğe yatkın olanlar sanatla ilgilense daha çabuk iş ve meslek sahibi olur. Yorgancılık sanatı da bir yılda öğrenilebilir. Daha sonra kişi kendi işini kurabilir, ayrıca eğitimlerine de dışarıdan devam edebilirler."
Çeyizlerde birçok üründe daha ucuz olduğu için fabrikasyon ürünlere yönelen gelin ile damat adaylarının ailelerinin, çocukları için el işlemesi yün yorgan geleneğini sürdürdüğünü belirten Bacakoğlu, "Gelişen teknoloji, el sanatlarını her ne kadar yok etse de vatandaş el işlemesi yün yorganlardan vazgeçmiyor. Elde iğne ve çuvaldız kullanılarak tek tek işlenen el emeği göz nuru yorganlardan vazgeçmeyen aileler, yorgancılık mesleğinin yaşamasına, gelişen teknolojiye direnmesine yardımcı oluyor" dedi.
Özellikle son yıllarda kendisine gelen siparişlerin arttığını dile getiren Bacakoğlu, yün ve pamuk yorgan talebinin çok fazla olduğunu anlattı.
Bacakoğlu, ince, hafif yün ile pamuk yorganların daha fazla rağbet gördüğü bilgisini vererek, şöyle devam etti:
"Geleneksel el işi yorgan yeniden keşfedilmeye başlandı. Yorganlara Osmanlı figürleri, tarihi motifler, doğadan manzara ve çeşitli hayvan figürleri ile sadece iğne ve iplik kullanarak desen veriyorum. Ayrıca istenen desende yorgan yapıyorum. Bu iş, baba mesleğim. Babamdan sonra ben devraldım. İki kızım var. Ben de bu işi onlara öğretmeye çalışıyorum. Tabii işlerimizi hazır fabrikasyon ürünler etkiliyor. 'Etkilemiyor' desek yalan olur ancak el işlemesi ürünlere hiçbir şey benzemiyor. Vatandaş el işi yorgandan vazgeçmiyor. Dükkanda başımızı kaşıyacak vakit bulamıyoruz."
"Yorgancılığın sürmesi için yeni çıraklar gerekiyor ancak bulamıyoruz"
Yaz mevsiminde düğünlerden dolayı işlerinin kat kat arttığını bildiren Bacakoğlu, yorgancılığın teknolojiye direnmesine rağmen hala revaçta olduğuna dikkati çekti.
Mesleğiyle ilgili en büyük sorununun, çırak bulamamak olduğunu vurgulayan Bacakoğlu, şunları kaydetti:
"Tüm uğraşım bu mesleğin ölmemesi. Özellikle de şu an yeniden ilgi gördüğü bir zamanda yok olmamalı. Geleneksel Türk-İslam el sanatlarından biri olan yorgancılığın sürmesi için yeni çıraklar gerekiyor ancak bulamıyoruz. Gençler bu mesleğe yönelerek kısa sürede kendi işini kurabilir ama bir veli çocuğuna ilkokul, lise, üniversite okutuyor. Çocuğun ömrü okumakla geçiyor. Sonra Kamu Personel Seçme Sınavına (KPSS) giriyor. Kazanırsa bir işe yerleştiriliyor, kazanamazsa boşta geziyor. Elbette okunmalı ancak zorunlu eğitimden sonra okuyamayanlar, eli sanata, mesleğe yatkın olanlar sanatla ilgilense daha çabuk iş ve meslek sahibi olur. Yorgancılık sanatı da bir yılda öğrenilebilir. Daha sonra kişi kendi işini kurabilir, ayrıca eğitimlerine de dışarıdan devam edebilirler."
Yorum Gönder