Bayramlı Mahallesi'ndeki iki katlı ahşap evinde eşini 15 yıl önce kaybettikten sonra yalnız yaşamaya başlayan Refiye Dursun, yakınlarındaki doğum belgesine göre 1902 (hicri 1320) nüfus kağıdına göre ise 1923 doğumlu gözüktüğü için kesin yaşı bilinmiyor. Dursun, tekrar ramazana kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
5 yaşından beri tuttuğu orucunu uzun yıllar aksatmamaya çalıştığını dile getiren Dursun, sağlık problemleri nedeniyle son iki yıldır bu ibadetini yerine getiremediğini anlattı.
Oruç tutamadığı için yaşadığı üzüntüyü ifade eden Dursun, "Sağlığım elverseydi ömrümün yettiği kadar oruç tutmak isterdim" dedi.
Nice bayramlar gördüğünü, eski ramazan ve bayramların daha güzel olduğunu vurgulayan Dursun, "110 yaşına girdim. Oruç tuttum, nice bayramlar gördüm, nice baklavalar yaptım, aşçılık yaptım. Şimdi yapamıyorum. Allah'ım yardımcımız olsun. Köyün ağalarına baklava yolluyordum ama şimdi yapamıyorum" diye konuştu.
Dursun'un komşusu Seyfettin Karahan (64) ise Refiye ninenin 110 yaşından fazla olduğu kanaatini dile getirerek eskiden kimlik bilgileri sağlıklı yazılmadığı için bu konuda bir belirsizlik bulunduğunu kaydetti.
Karahan, Refiye nineye zaman zaman yardımcı olduklarını ifade ederek şunları söyledi:
"Refiye teyze kendi odununu kendisi kırıyor, gücünün yettiği kadar. Yapamadıklarını da komşuları yapıyor. Ot koparır, evde oturmaz. Havalar iyi oldu mu gezer, kendine oyalanacak bir şey bulur. Küçük yaşta oruç tutmaya başlamış. Ramazan hazırlıkları için bizim burada eskiden yufka, kıvratma yaparlardı, teyzem de çok güzel yapardı. En temizini en güzelini teyzem yapardı. Bir kaç yıl öncesine kadar bütün oruçlarını tuttu. Sağlığı elvermediği için bıraktı."
Dursun çiftinin evlatlık edindikleri çocuklarının Almanya'da yaşadığını belirten Karahan, "Teyzem çocukluğumdan beri hiç değişmedi. En çok karalahana çorbasını seviyor. Her yıl bahçesinde lahana yetiştiriyor" dedi.
Yorum Gönder