Ataşehir'de yaşayan 72 yaşındaki Mehmet Ali Şengün, irsi bir rahatsızlık sonucu son 3 yılda 300 kiloya ulaştı. Virane bir evde eşi ve biri şizofren, diğeri haftada 3 gün diyalize giren iki oğluyla birlikte yaşayan yaşlı adam, 3 yıldır evinden yalnızca hastaneye gitmek üzere itfaiye yardımıyla çıkabildi. Rahatsızlığının irsi olduğunu söyleyen Şengün, "Kardeşlerim de şişman ama onlar benim kadar hasta değil. Ben hastayım. Gezemiyorum, üzerime elbise olmuyor. Bir kıyafetim var. Onu da yeğenim dikti. Onunla yaşıyorum. Pantolon, ceket giyemiyorum" dedi.
Birçok kez hastaneye gittiğini dile getiren Şengün, "Doktorlar hap verip yolluyorlar. 'Çok yeme' diyorlar. Hiçbir şeyden şikayetçi değilim ama bacağımdan şikayetçiyim. Kireçlenme yaptı. Onun için gezemiyorum. Bacaklarım tutsa ara sıra koltuk değnekleriyle biraz dolaşabilirim. Ama koltuk değneğiyle de dolaşamıyorum. Diz kapaklarım hiç tutmuyor. Hiç ayakta duramıyorum. Koltuk değnekleri ile tuvalete zor gidiyorum" diye konuştu.
"SAĞA SOLA DÖNEMİYORUM"
Tüm gününün televizyon karşısında geçtiğini ifade eden Şengün, "Yatakta da sağa sola dönemiyorum. Çok zorlanırsam eşim yardım ediyor. Sıcaktan uyuyamıyorum. Vantilatör var ama felç yapar diye korkuyorum. Benim hastalığım çok zor. Verem olsan, kanser olsan ölürsün. Bu öyle bir hastalık ki hiçbir kalıba gelmiyor" şeklinde konuştu.
Evi ve emekli maaşı olduğu için şizofren olan oğluna yardım edilmediğini söyleyen Şengün, "Ya akülü, ya motorlu bir engelli arabası istiyorum. Ama alacak gücüm yok. Benim bir oğlum şizofren hastası. Bakanlığa yazı yazdık. Yüzde 80 özürlü olmasına rağmen ona yardım etmediler. Ben de eşimde hasta. Biz kendimize mi bakalım, ona mı bakalım bilemedik" diyerek yetkililerden yardım istedi.
Hasta olan eşi ve iki çocuğuna tek başına bakmaya çalışan 68 yaşındaki Fiknet Şengün ise, gözyaşları içinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
Birçok kez hastaneye gittiğini dile getiren Şengün, "Doktorlar hap verip yolluyorlar. 'Çok yeme' diyorlar. Hiçbir şeyden şikayetçi değilim ama bacağımdan şikayetçiyim. Kireçlenme yaptı. Onun için gezemiyorum. Bacaklarım tutsa ara sıra koltuk değnekleriyle biraz dolaşabilirim. Ama koltuk değneğiyle de dolaşamıyorum. Diz kapaklarım hiç tutmuyor. Hiç ayakta duramıyorum. Koltuk değnekleri ile tuvalete zor gidiyorum" diye konuştu.
"SAĞA SOLA DÖNEMİYORUM"
Tüm gününün televizyon karşısında geçtiğini ifade eden Şengün, "Yatakta da sağa sola dönemiyorum. Çok zorlanırsam eşim yardım ediyor. Sıcaktan uyuyamıyorum. Vantilatör var ama felç yapar diye korkuyorum. Benim hastalığım çok zor. Verem olsan, kanser olsan ölürsün. Bu öyle bir hastalık ki hiçbir kalıba gelmiyor" şeklinde konuştu.
Evi ve emekli maaşı olduğu için şizofren olan oğluna yardım edilmediğini söyleyen Şengün, "Ya akülü, ya motorlu bir engelli arabası istiyorum. Ama alacak gücüm yok. Benim bir oğlum şizofren hastası. Bakanlığa yazı yazdık. Yüzde 80 özürlü olmasına rağmen ona yardım etmediler. Ben de eşimde hasta. Biz kendimize mi bakalım, ona mı bakalım bilemedik" diyerek yetkililerden yardım istedi.
Hasta olan eşi ve iki çocuğuna tek başına bakmaya çalışan 68 yaşındaki Fiknet Şengün ise, gözyaşları içinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Şizofren olan oğlum ilaç alınca hiç ayağa kalkamıyor. Diğeri haftada 3 gün diyalize giriyor. Eşimin durumu belli, ayağa kaldıramıyorum. Evin vergisini yüklemişler 800 lira. Yanlış bir imza yüzünden 23 bin lira borç ödedik. Bir türlü kendimizi toparlayamadık. Geliyorlar, yazıyorlar, çiziyorlar. Sonra ‘eviniz var' deyip yardım etmiyorlar. Duvarlar yeniyor mu? Yenmiyor. İki çocuk, bir de eşim hepsine ben bakıyorum."
Yorum Gönder