CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “Vatandaşların vergileri ile sağlanan gelirlerin büyük kısmı vatandaşa hizmet adı altında sayısız ihale ile sorumsuzca harcanmakta ve devlet zarara uğratılmaktadır. Yolsuzluk adı verilen ve yoksulluğun da en büyük nedeni olan bu olaylar vatandaşın devlete olan güvenini de sarsmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı kurum ve kuruluşların yaptıkları ihaleler yolsuzlukla mücadele için araştırılmalı, sorumluları belirlenmelidir. Bu amaçla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı kurum ve kuruluşların düzenledikleri ihalelerdeki yolsuzlukların belirlenmesi ve hükümetin bu konudaki yetersizliklerinin araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederim.” ifadelerinin yer aldığı Meclis Araştırma önergesini TBMM Başkanlığı'na sundu.
CİHAN
Tanrıkulu, gerekçe olarak da Türkiye’de yıllardır gündemin ilk sırasında yer alan 'yolsuzluk' ve ona bağlı etkeni 'yoksulluk' konusunda siyasi iktidarların son 30 yıllık süreçte halka verdikleri sayısız söze rağmen somut bir çözüm ortaya koyamamasını göstererek, “3 Kasım 2002 yılında iktidara gelen AKP hükümetleri de seçim meydanlarında ve bildirilerinde yolsuzlukla mücadele edecekleri beyanında bulunmuş olsalar dahi halkı tatmin edici veriler ve sonuçları ortaya çıkartamamıştır. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2012 Yolsuzluk Algı Endeksi'nde, Türkiye 176 ülke arasında 49 puanla 54. sırada yer almaktadır.” dedi.
“GÖRMEDİK, BİZİM GÖZÜMÜZDEN KAÇTI”
Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın TOKİ’den proje alan bir şirketin yolsuzluk yaptığı iddiasına ilişkin, ‘Burada dolandırıcılık, hırsızlık var. Bu benim zaafımdır, bir idareci olarak orada yapılan yanlışlığı görebilmeliydik. Göremedik, bizim gözümüzden kaçtı’ söylemi bir özeleştiri olarak ne kadar doğru bulunsa da sadece tek bir ihale sürecinden bahsedilmesi ve olayın sorumluları hakkında ne yaptırım yapıldığının açıklanmaması da şeffaflık ve hesap verilebilirlik açısından yetersizdir.
Ülkemizde kamuoyunun verdiği isimle “Banka hortumlamalarına” karşı mücadele verdiğin söyleyen AKP hükümetleri, o hortumculara ne olduğunu ve yeni modern yolsuzluklara karşı ne önlemler aldığını açıklamalıdır. Vatandaşlarımızın kutsal kazançlarından verdikleri vergiler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı kurum ve kuruluşların sayısız ihale yapılmakta ve sonuca bağlamaktadır. İhale kazanan müteahhitlerin zenginleştiği, taşeronların oluştuğu sistemde çalışanların emek ve paralarının görmezden gelindiği de aşikardır. Medyaya yansıyan aynı ihaleyi farklı maliyetlerle yapan firma haberleri artık toplumun üzülerek alıştığı bir gerçekliktir. Devleti zarara uğratan bürokrat, iş adamı, siyasi kim olursa olsun siyaset zırhının koruyucuları arkasına saklanmadan adalete ve halkın gerçek temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne hesap vermekten zorundadır.
Gelişen, refah düzeyi artan bir ülke olmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı kurum ve kuruluşların açtığı, sonuçlanan ya da devam eden ihalelerinde yolsuzluk yapılıp yapılmadığı Türkiye Büyük Millet Meclisi nezdinde araştırılmalı ve vergi veren milyonlarca vatandaşın devlete güveni tekrar sağlanmalıdır. Böylelikle siyasal iktidar halka hesap vermek, şeffaflık gibi asıl sorumluluğunu da tekrar hatırlamış ve uygulamış olacaktır.”
CİHAN
Yorum Gönder