Destici, “Başbakan, inlere girmekten öğrenci evleri, dershaneler, yurtları kastediyorsa orada bulacakları şey Kur’an-ı Kerim, hadis kitapları olur. Risaleler olur. Kırık Mızraplar olur. Başka bir şey bulamazlar.” şeklinde konuştu.
CİHAN
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Kayseri’de aday tanıtım toplantısına katıldı. Burada çok sayıda partili tarafından karşılanan Destici’ye çocuklar büyük ilgi gösterdi. Aday tanıtım toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplayan Destici, gazetecilerin emniyet müdürlüklerine alınmaması ile ilgili olarak, hükümetin soruşturmanın selameti açısından elini ayağını çekmesi gerektiğini söyledi.
"YARASI OLAN GOCUNUR"
BBP Genel Başkanı Destici, soruşturmanın ve yargının sonucunu herkesin beklemesi gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Şunu söylemek gerekir. Bu soruşturmanın selameti açısından hükümetin soruşturmadan elini ayağı çekmesi lazım. Çünkü İspanya’da gördük. Ne dedi İspanya Başbakanı. Polise yardımcı olunmasını söyledi. Bizzat iktidar partisinin genel merkezine operasyon yapılıyor. İspanya Başbakanı Brüksel’de ve diyor ki; 'biz polise her türlü desteği veriyoruz.' Yasalar kanunlar değişmiyor. Polis müdürleri değişmiyor. Yeni savcılar atanmıyor. İleri demokrasi ülkelerde bu işler böyle olur. Tam soruşturma esnasında soruşturmayı yürüten müdürler değişmez. Ek savcılar atanmaz. Eğer siz bunu yaparsanız, millette ve bizde şöyle bir şey uyanır. Şüphe uyanır. Demek ki yarası olan gocunur gibi laf var. Demek ki yaranız var ki bu tür tedbirler alıyorsunuz. Hükümetin bundan kaçınması lazım. Ama bu soruşturmaya müdahaledir. Şu an ilk etapta suçsuz gözükenler tutuklanmadı. Tutuklananlar için de nihai kararlar verilmedi. Buna müdahale edilmemelidir. Burada yapılan değişiklikler Türkiye’de genel bir sorunu gösteriyor. Türkiye’de eğitim ve yargıya sık sık müdahale var. İleri demokrasilerde bir defa yapılır. Yargı, kanunlar, hukuk kanunları yüzlerce yıl o ülke kanunları olarak yürütülür. Kişiye, şahsa, duruma göre yargıda yeniden paketler çıkartırsanız milletin yargıya olan güveni kalmaz. Türkiye hiçbir şekilde demokratikleşmedi. Anayasa yapmadılar. Meclis'tekiler Türkiye’nin demokratikleşmesini istemiyor. İktidarlar, bu iktidarlar yargı ve polisin hep kendi emirlerinde olsun istediler. Polis kendi kolluk kuvveti gibi hareket etsin istedi. Bugünkü sonuç da bu.”
"PKK’NIN İNİNE GİREMEDİLER"
Mustafa Destici, Başbakan'ın açıklamalarına tepki göstererek, PKK’nın yıllardır inine girilemediğini ve ülkede kan dökenler için gözyaşı dökülmeye başlandığını ifade etti. “Başbakan kimin inine girecek bilmiyorum” diyen Destici, açıklamasını şöyle sürdürdü: “İnine girilecek biri varsa 30 yıldır ülkeyi kan gölüne çeviren PKK terör örgütünün inlerine girmiş olsalardı. Keşke onların inlerini dağıtmış olsalardı. Onların inlerine giremedi. Türkiye’nin sözde milletvekilleri her gün bu inlere gidip geliyorlar. Keşke bunları yapabilseydik. Keşke İmralı canisini asabilselerdi. Keşke millete, devlete meydan okuyanları, sözde milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp hukukun önüne çıkartabilselerdi. Bunu söyleyenler bundan vazgeçti ve o milletvekillerini Meclis'e nasıl getiririz onun telaşındalar. Gözyaşları içinde işte millet tarafından seçilmiş milletvekillerinin demir parmaklıların arkasında kalmasını hazmedemiyoruz diyorlar. Bunu da ağlayarak söylüyorlar. Bunu söyledikleri kim PKK’nın kurucusu. PKK’ya hizmet etmiş. Mehmetçiğe kurşun sıkmış 17 yıl mahkum olmuş adam için gözyaşı dökenler şimdi inlerine gireceğiz diyorlar.”
BBP Genel Başkanı, Başbakan'ın inlere girmekle neyi kastettiğini anlayamadığını ifade ederek, “İnlere girmekten öğrenci evleri, dershaneleri ve yurtları kastediyorlarsa bulacakları şey Kur’an-ı Kerim, hadis kitapları olur. Risaleler olur. Kırık Mızraplar olur. Başka bir şey bulamazlar.” diye konuştu.
CİHAN
Yorum Gönder