Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, memleketi Rize'nin Güneysu ilçesinde yapımı tamamlanan ve babasının adını taşıyan Güneysu Kaptan Ahmet Erdoğan İmam Hatip Lisesinin açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış töreninde bir konuşma yaptı.
Türkiye’deki istikrarın bazı kesimleri rahatsız ettiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Başlattığımız kardeşlik projesi meyvelerini verdikçe, bu millet 77 milyonuyla birbirine daha fazla sarıldıkça, birbiriyle dayanışmaya girdikçe birilerini rahatsız ediyor. Asılsız, yersiz, temelsiz gerekçeler üretmeye başladılar.
Gazetelerden, internetten Türkiye'yi istikrarsızlaştıracak ne varsa, hangi akıl almaz iftiralar varsa bunları adeta boca etmeye başladılar. Algı operasyonlarına, ülkemiz üzerinde ameliyatlara giriştiler. Gezi olaylarıyla sokakları karıştırmak istediler olmadı. 17 - 25 Aralık darbe girişiminde bulundular milletimizin feraset duvarına çarpıp yıkıldılar.
‘KOBANİ’NİN TÜRKİYE’YLE NE ALAKASI VAR?’
Şimdi de 'Kobani' diyerek Türkiye'deki huzura, istikrara, güven ortamına ve kardeşliğe saldırıyorlar. Kobani ile Türkiye'nin ne alakası var, İstanbul'un ne alakası var, Ankara'nın ne alakası var? Kobani ile Siirt'in ne alakası var, Diyarbakır'ın ne alakası var, Bingöl'ün ne alakası var?
‘DAHA NE İSTİYORSUNUZ?’
200 bin Kobani'deki Kürt kardeşimiz Türkiye'ye geldi de sığınmak istedi de içeri mi almadık 200 bin Kobani'den gelen Kürt'ü bağrına basan, onları yediren, barındıran Türkiye'nin şu anda bir devleti var. Daha ne istiyorsunuz?
‘AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE’
Ama Suriye'ye, Irak'a girmek için tezkere müracaatında bulunan hükümete parlamentoda destek vermeyeceksin... Öbür taraftan kalkacak bir tanesi diyecek ki 'Sadece Kobani için bir tezkere hazırlayalım'. Al birini vur diğerine hiç bunların birbirinden farkı yok. İnanın bunların millet diye, bunların bayrak diye, bunların vatan diye, bunların devlet diye bir derdi yok, bunların tek derdi var karıştırmak. El vicdan derler, el insaf derler."
Türkiye yağmacıların, Vandalların çarkına kapılacak bir ülke değil. Bizim kadim bir medeniyetimiz, asırları devşirmiş bir devlet geleneğimiz var. Biz böyle nice tuzağa maruz kaldık ve o tuzakların her birini millet olarak bozmayı başardık.
Bir taraftan dağa adam kaçıracaksın, bir diğer taraftan yatırımları durdurmaya çalışacaksın, bir taraftan da diyeceksin ki 'Bunlar Kürtleri ihmal ediyor'. Kürtleri ihmal eden sizsiniz. Kürtlere ihanet eden sizsiniz. Siyasi uzantılar da bu işin içinde.
'KÜRTLERİ İHMAL EDEN SİZSİNİZ'
Hakkari'de havalimanı yapıyoruz, her gün bakıyorsunuz müteahhidin iş makinelerini yıkarlar, tehdit ederler ve durmadan müteahhit değiştiriliyor. Niye Havalimanını yapacağız diye. Biz bu kadar kararlılık içerisindeyken onların yaptığı sürekli, bir taraftan dağa adam kaçıracaksın bir diğer taraftan yatırımları durdurmaya çalışacaksın bir taraftan da diyeceksin ki 'Bunlar Kürtleri ihmal ediyor'. Kürtleri ihmal eden sizsiniz. Kürtlere ihanet eden sizsiniz. Siyasi uzantılar da bu işin içinde
Bingöl'de polislerimize alçakça saldıranlar anında ölü olarak yakalandılar. Bayrağımıza saldıran hainler anında yakalandılar. Kirli saldırı hazırlığında bulunanlar suçüstü yakalandılar. Hepsinden hesap sorulacak, hepsine gereken cevap en net şekilde verilecek.
Milletimizden rica ediyorum, huzurumuzu bozmak, Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak isteyenlerin oyunlarına gelmesinler.
Gençlerimiz sabotajlara karşı ağırbaşlı tutumunu, itidallerini bozmasınlar. Vandallar, yağmacılar sokakları karıştırdıkça bizler kardeşlik bağlarımızı daha da sıklaştıracak, birbirimize daha çok kenetleneceğiz.”
ARAPÇA DERSİNE GİRDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, törene katılan bakanlar, milletvekilleri ve bazı protokol üyeleriyle sahnede temsili kurdele keserek okulun açılışını gerçekleştirdi.
Törende, Hopa'ya yapılan canlı bağlantıyla Hopa Anadolu İHL'nin açılışı da gerçekleştirildi. Törenin ardından Erdoğan ve beraberindekiler, okulu gezdi.
Basına kapalı gerçekleşen ziyarette, yetkililerden bilgi alan Erdoğan, Arapça dersine girdi ve öğrencilerle fotoğraf çektirdi.
Okul çıkışında kendilerini bekleyen vatandaşları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan çocuklara satranç takımı dağıttı.
'ALÇAKTIR, VATAN HAİNİDİR'
Daha sonra toplu açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada da bir konuşma yaptı.
Anayasa ve yasalar çerçevesinde, siyasi partiler arasındaki tarafsızlığımızı koruyarak, hükümetimizle uyum ve koordinasyon içinde koşan, koşturan, terleyen bir cumhurbaşkanı olarak görevimi ifa ediyorum ve edeceğim. Birilerinin dediği gibi 'Cumhurbaşkanı, bir siyasi partinin sözcüsü gibi konuşuyor' gibi yakıştırmalar, kusura bakmasınlar, bizim prim vereceğimiz yakıştırmalar değildir.
Biz kalkıp da hükümetimizle hemfikir olduğumuz her konuda, sonuna kadar, bir cumhurbaşkanı olarak onların arkasında duracağım, durmaya devam edeceğim. Çünkü hükümet, devleti çalıştıran mekanizmadır. Bu siyasi mekanizmadan halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı olarak bizim ayrı kalmamız düşünülebilir mi Farklı cumhurbaşkanı olmak budur. Yola çıkarken ne demiştik, 'Biz farklı bir cumhurbaşkanı olacağız'. Onun adımlarını atıyoruz.
Bize durmak yok. Çankaya Köşkü'ne kapanıp kalmak yok. Milletimizin teveccühüne layık olmak için başlattığımız eser ve hizmetleri, yeni projeleri tamamlamak için, şu anda çok daha farklı güçlü projeleri başlatmak için milletimizin arasında olmaya, milletimiz için ter akıtmaya devam edeceğiz.
Bu sokağa dökülenler, bu teröristler, bu Vandallar, bu yağmacılar aslında milletin öfkelenmesini, milletin taşmasını, milletin karşılarına çıkmasını istiyorlar. Bunların asıl amacı bu, bunların kurdukları tuzağın asıl hedefi bu. Hiç endişeniz olmasın askerimiz, polisimiz, istihbarat birimlerimiz son derece başarılı biçimde onlarla gereken mücadeleyi veriyorlar.
Bir taraftan 'Sokağa dökülün' diyeceksin, öbür taraftan 'Biz özgürlük, barış, demokratik hakları kullanın' dedik, 'Şiddete başvurun demedik' diyeceksin. Bu nasıl bir siyasi sorumluluktur? Böyle bir şey olabilir mi? Siz neden rahatsız oldunuz? Mutluluk, huzur, refah bu mu sizi rahatsız etti?
Düne kadar Güneydoğu, Doğu Anadolu'nun yaşam koşulları ortadaydı. 12 yıldır bu ülkede ayrım yapmaksızın 780 bin kilometrekareyi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma mücadelemiz ortada dururken ben buradan sesleniyorum; ey benim Güneydoğulu, Doğulu Kürt kardeşlerim, eğer bugün bölgeye yatırımcı gelmiyorsa. Sizin adınıza konuşanlar yüzünden yatırımcı gelmiyor. Ne olacak? Adam gelip Güneydoğu'da yatırım yapıp da ondan sonra fabrikasının yanmasını mı bekleyecek?
Devletin bankalarını yakacaksın, yıkacaksın, bankamatiklerin hepsini yakacak, yıkacaksın sonra utanmadan, sıkılmadan 'Burada banka niye yok mu?' diyeceksin. Okulları, hastaneleri, huzurevlerini yakıyorsunuz, çocukların kaldığı pansiyonları yakıyorsunuz… Siz nasıl bir siyasetçisiniz, siz nasıl bir insansınız?
Neymiş, 'Kobani'. Kobani ile Van'ın, Erciş'in ne alakası var? Kobani ile Muş'un, Hakkari'nin ne alakası var? Kobani ile İstanbul'un, Ankara'nın, Diyarbakır'ın ne alakası var. Dert başka. Ağrı'nın, Patnos'un ne alakası var? Patnos'ta belediye binasını yaktılar. Belediye binası senin neyini rahatsız etti? Bindiğiniz otobüsleri yakıyorsunuz, Kürt vatandaşımın araçlarını yakıyorsunuz.
Ey benim Kürt kardeşim hala bu adamlara dersini vermeyecek misiniz? Verseniz de vermeseniz de biz devlet olarak bu vatan topraklarını asla bu teröristlere yar etmeyiz, bunu bilmenizi istiyorum. Gereken neyse onu yaparız, asla bundan taviz vermeyiz bedeli ne olursa olsun yaparız.
Hem güvenlik noktasında çok iyi durumdayız hem de güvenlik ve özgürlük dengesini çok iyi muhafaza ediyoruz. Bu sokaktaki piyonlar ve onların ipini tutan efendileri Türkiye'nin 90'lara dönmesini istiyor ve bunun için yakıp yıkıyorlar. Türkiye 90'lara dönmeyecek. Hem güvenliği en üst seviyede muhafaza edeceğiz hem de inadına demokrasi, inadına özgürlük, inadına barış ve kardeşlik diyeceğiz.
Kobani'de terör saldırı var diyerek Türkiye içinde terör estirenlerin bu nankörlüğü hiç kimseye yutturamazlar. Dikkatleri bir noktaya çekmek istiyorum; son günlerde yaşanan olayların arkasında kimlerin olduğuna lütfen dikkat edin. Bu olayların arkasında sadece PKK yok, sadece bölücü terör örgütü PKK'nın gölgesinde siyaset yapan parti yok. Bu olayların arkasında Türkiye'de her türlü kaosun içinde yer alan çevreler var. Bu olayların arkasında Suriye'nin eli kanlı zalim Esed rejimi de var, bunlara yol arkadaşlığı yapıyorlar. Bu olayların arkasında Esed rejimiyle kol kola olan el ele olan Türkiye'deki malum siyasi parti de var.
Günlerdir terör örgütüyle aynı çizgide yayın yapan, terör örgütüne methiyeler düzen sorumsuz bazı medya kuruluşları, sorumsuz bazı kalemler de bunun içinde. Bu olayların arkasında o malum uluslararası medya kuruluşları var. Bu olayların arkasında, Türkiye aleyhine her türlü ihanet fırsatını değerlendirmeye çalışan o Penslivanya da var. Dikkat edin hepsi aynı anda ve aynı dille, aynı üslupla saldırıya geçti.
Ne dediler? 'Türkiye IŞİD'e yardım ediyor' dediler. Türkiye Cumhuriyeti gerek başbakan olduğum dönemde gerekse şu andaki başbakan ve hükümetimiz bugüne kadar hiçbir terör örgütüne en ufak bir destek asla vermemiştir. Bu tür iftirayı yapanlar, hükümetimize, devletimize bu tür iftirayı yapanlar çok açık ve sert konuşuyorum, alçaktır, bunlar vatan hainidir. Kim bu ifadeleri kullanıyorsa hukukta bir kaide var, 'İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir'. Kim hangi iddiayı ortaya atıyorsa bu iddiasını ispatla mükelleftir. İspat edemiyorsa alçaktır, haindir. Bu sıradan bir olay değil. Türkiye Cumhuriyeti devletine batının bazı ülkelerinin yakıştırmasıyla konuşmak ihanettir. Bunu ispat etmeleri gerekir. Biliyorsunuz bunları Gezi olaylarında da yapmışlardı, 17 - 25 Aralık darbe girişiminde de yapmışlardı. 30 Mart seçimlerinde, 10 Ağustos seçimlerinde bu kirli ittifak millete karşı saf tutmuştu. Türkiye aleyhine, Türkiye'deki istikrar ve güven aleyhine nerede bir hareket, eylem varsa bu çevreler kenetlenmiş, bu şekilde bize karşı saldırıya geçmişlerdi, ama millet buna prim vermedi, millet bunları derdest etti.”
Yorum Gönder