Bahçeli, yazılı açıklamasında, ülkenin, AK Parti ile belirsizliğin, bilinmezliğin ve bunalımın her türüne sahne olduğunu ileri sürerek, kontrolsüz gelişmelerin peşi sıra cereyan ettiğini, özellikle de sınır güvenliğinin alt üst olduğunu iddia etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Gerek bölücü terör örgütü militanlarının sözde geri çekilmesi sürecinde yaşanan pespayelikler gerekse de Suriye politikasından kaynaklanan yanlış ve ihmaller sınırlarımızı anlamsızlığa ve şaibelere terk etmiş bulunmaktadır" ifadesini kullandı.
"Bir tarafta eli silahlı ve kanlı PKK militanları sınırlarımızda at koştururken, diğer yanda Suriye menşeli provokasyon ve saldırılar gittikçe artış göstermektedir" iddiasında bulunan Bahçeli, Türkiye'nin ağır bir sürece kıstırıldığını ve hareketsiz bırakıldığını öne sürdü.
Reyhanlı'daki patlamaların sınırlardaki vahşetin, kaos dalgasının ve sancılı hadiselerin seyri bakımından ibretlik bir vaka olduğunu savunan Bahçeli, olaylarda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara da acil şifa diledi.
Olayın faillerinin ve azmettiricilerinin acilen tespit edilmesi, benzeri hadiselerin tekrarlanmaması için de tüm tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğine vurgulayan Bahçeli, "11 Şubat 2013 günü, Cilvegözü Sınır Kapısı'nda yaşanan bombalı saldırıdan sonra şimdi de bu olayın vuku bulması sınır hattımızın tesadüflere, saldırganların keyfine bırakıldığına dair çok güçlü bir karine teşkil etmiştir" değerlendirmesini yaptı.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Suriye'den gelen sığınmacıların neden olduğu olayların ve taraf oldukları anlaşmazlıkların hacminde gözle görülür bir yükseliş söz konusudur. Nitekim sınır il ve ilçelerimizdeki gerginlik hızla tırmanmakta, kavga ve şiddet ortamı her geçen gün genişlemektedir. Hükümetin, küresel hesap ve planların hizmetine olacak şekilde tercih ettiği Suriye politikası vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini zedelemekte, hırpalamakta ve heba etmektedir. Başbakan Erdoğan'ın, Esad'a yönelik nefret söylemi, Şam yönetimini hedefine alan tahrikleri ülkemize saldırı ve kışkırtma olarak geri dönmektedir. Tüm gelişmeler göstermiştir ki Türkiye, sınırlarından kaynaklanan çok ciddi bir tehdidin altındadır. Ayrıca Suriyeli muhaliflere verilen imtiyazlar, yapılan yardımlar ve sağlanan destekler komşu coğrafyalardaki yangının sınırlarımıza doğru yayılmasına müsait bir zemin açmıştır. Başbakan Erdoğan'ın Suriye'yi kapsamına alan savaş dili, ABD'nin dikkatini çekmek maksadıyla uçuşa yasak bölge oluşturma teklifi ve Şam yönetimine gözdağı veren konuşmaları ülkemizi kirli ve kanlı bir girdaba sevk etmiştir."
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Gerek bölücü terör örgütü militanlarının sözde geri çekilmesi sürecinde yaşanan pespayelikler gerekse de Suriye politikasından kaynaklanan yanlış ve ihmaller sınırlarımızı anlamsızlığa ve şaibelere terk etmiş bulunmaktadır" ifadesini kullandı.
"Bir tarafta eli silahlı ve kanlı PKK militanları sınırlarımızda at koştururken, diğer yanda Suriye menşeli provokasyon ve saldırılar gittikçe artış göstermektedir" iddiasında bulunan Bahçeli, Türkiye'nin ağır bir sürece kıstırıldığını ve hareketsiz bırakıldığını öne sürdü.
Reyhanlı'daki patlamaların sınırlardaki vahşetin, kaos dalgasının ve sancılı hadiselerin seyri bakımından ibretlik bir vaka olduğunu savunan Bahçeli, olaylarda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara da acil şifa diledi.
Olayın faillerinin ve azmettiricilerinin acilen tespit edilmesi, benzeri hadiselerin tekrarlanmaması için de tüm tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğine vurgulayan Bahçeli, "11 Şubat 2013 günü, Cilvegözü Sınır Kapısı'nda yaşanan bombalı saldırıdan sonra şimdi de bu olayın vuku bulması sınır hattımızın tesadüflere, saldırganların keyfine bırakıldığına dair çok güçlü bir karine teşkil etmiştir" değerlendirmesini yaptı.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Suriye'den gelen sığınmacıların neden olduğu olayların ve taraf oldukları anlaşmazlıkların hacminde gözle görülür bir yükseliş söz konusudur. Nitekim sınır il ve ilçelerimizdeki gerginlik hızla tırmanmakta, kavga ve şiddet ortamı her geçen gün genişlemektedir. Hükümetin, küresel hesap ve planların hizmetine olacak şekilde tercih ettiği Suriye politikası vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini zedelemekte, hırpalamakta ve heba etmektedir. Başbakan Erdoğan'ın, Esad'a yönelik nefret söylemi, Şam yönetimini hedefine alan tahrikleri ülkemize saldırı ve kışkırtma olarak geri dönmektedir. Tüm gelişmeler göstermiştir ki Türkiye, sınırlarından kaynaklanan çok ciddi bir tehdidin altındadır. Ayrıca Suriyeli muhaliflere verilen imtiyazlar, yapılan yardımlar ve sağlanan destekler komşu coğrafyalardaki yangının sınırlarımıza doğru yayılmasına müsait bir zemin açmıştır. Başbakan Erdoğan'ın Suriye'yi kapsamına alan savaş dili, ABD'nin dikkatini çekmek maksadıyla uçuşa yasak bölge oluşturma teklifi ve Şam yönetimine gözdağı veren konuşmaları ülkemizi kirli ve kanlı bir girdaba sevk etmiştir."
Yorum Gönder