Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) somut olmayan kültürel miras çalışmaları kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce belirlenen "Türkiye'nin 2010 Yılı Yaşayan İnsan Hazineleri" arasında bulunan ve bu çerçevede ödül alan kaval ustası Güç, baba mesleğini, Tokat'ın Niksar ilçesinde sürdürüyor.
AA
50. Yıl Mahallesi Kavalcı Sokak'taki 3 katlı evinin altında bulunan atölyesinde hem kaval üreten hem de kaval çalan 46 yaşındaki Güç, başarılı çalışmaları neticesinde aldığı birçok ödül ve teşekkür belgesini de atölyesinde sergiliyor. Ödüllü usta Güç, çırak bulamamaktan yakınıyor.
Güç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleği, babası Hasan Hüseyin Güç'ten öğrendiğini belirterek, "Nefesli halk çalgıları yapım ustasıyım. Bu, baba mesleğim. Bu sanatın, köyüm Erikbelen ve ailemizde 74 yıllık bir kültürü var" dedi.
İlkokulu bitirdikten sonra babasının kendisine "Sen bu işi yapacaksın" dediğini dile getiren Güç, "Ben, mesleğe babamın yanında, 11 yaşında başladım. Babamın zorlamasıyla bu mesleğe başladım. 34 yıldır bu sanatın içerisindeyim. En iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Biz 4 kardeşiz, iki kız, iki oğlan. En küçükleri benim. Ben, işimi severek, benimseyerek yapıyorum, her zaman da başarılı olmaya çalışıyorum. Teknoloji gelişti, insanlar eskisi kadar kavala merak duymuyor. Kavalcılık mesleğini öğretecek çırak bulamıyorum. Çırak bulamazsam ben öldükten sonra bu sanat bitecek" diye konuştu.
Babasının, önceden haberleşmenin dahi olmadığı dönemde, yaptığı kavallarla ismini Anadolu'ya duyurduğunu anlatan Güç, "Ben de ondan aldığım bayrağı en iyi şekilde daha geniş kitlelere ulaştırmaya çalıştım ve ulaştırdım. Hatta 2010 yılında, kaval icrası ve yapımı dalında UNESCO'dan 'Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü' aldım" ifadesini kullandı.
- "Çocuklarım hobi olarak mutlaka bu sanatı yaşatacak"
Mesleğini 2000 yılına kadar Erikbelen köyünde sürdüğünü belirten Güç, şunları söyledi:
"2000 yılından sonra da Niksar'a taşındık. Evimin bir bölümünü atölye olarak kullanıyorum. Hatta sokağımızın ismi de Kavalcı Sokak. 2003 yılında Belediye Meclisinde bu sokağa, benden dolayı Kavalcı Sokak ismi verildi. Kavallarımızı, Türkiye genelinde isteyen müşterilerimize gönderiyoruz, yurt dışına da özel olarak isteyenlere gönderiyoruz. İki oğlum var, biri İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde, biri de Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde okuyor. Meslek olarak yapmasalar bile hobi olarak mutlaka yapacaklar hem de kendi dallarında başarılı olacaklar. Ben babamdan öğrendim, ben de çocuklarıma öğrettim. Benden sonra da çocuklarım hobi olarak mutlaka bu sanatı yaşatacak."
Kaval çeşitleri hakkında bilgi veren Yaşar Güç, "Kaval çeşitleri çok. Dilli, dilsiz, kısa ve uzun kaval var. Çok olduğu için yapacağın kavala göre zamanı değişiyor. Kısa kavalları yapması daha kolay. Kaval uzadıkça yapması daha zor oluyor. Bir de bu süre, kullandığın ağaca bağlı. O yüzden kavalın yapım süreleri değişiyor. Kaval için en uygun ağaç, erik ağacı. Bu ağaç, güzel ses veriyor, o yüzden de tercih ediliyor" diye konuştu.
AA
Yorum Gönder