Saklı cennetin yarasaları kış uykusunda
banner40

banner39

Saklı cennetin yarasaları kış uykusunda

15 Ocak 2014 Çarşamba 11:26

Uçabilen tek memeli türü olan, büyük çoğunluğu mağaralarda yaşayan, böcek, güve ve meyveyle beslenen yarasalar, Doğu Karadeniz'in yer altındaki "saklı cenneti" olarak bilinen

Saklı cennetin yarasaları kış uykusunda
Foto galeriye git Doğu Karadeniz'in yer altındaki saklı cenneti olarak bilinen Trabzon'daki Çal Mağarası'nda kış uykusuna yatan yarasalar, görenlerin ilgisini çekiyor.
Sarkıt ve dikitlerden oluşan muhteşem doğal şekilleri, şelaleleri, deresi, göletleri ile beğeni toplayan, astım ve sinüzit rahatsızlığı olanlara iyi geldiği belirtilen Düzköy ilçesindeki Çal Mağarası, doğal güzelliklerinin yanı sıra şu sıralar kış uykusuna yatan yarasaları ile de turistlerin dikkatini çekiyor.

Yıl boyu turizme açık tutulan, dünyanın en uzun ikinci mağarası olarak kabul edilen Çal Mağarası'nda, mevsimin başında kış uykusuna yatan yarasalar, mağaranın kenarı ve tavanındaki kayalıklar ile sarkıtlara tutunarak herhangi bir şey yemeden, içmeden aylarca hareketsiz kalabiliyor.

Yaklaşık 1 kilometrelik bölümü yürüyüş yolu yapılarak ışıklandırılan mağaranın halen ışıklandırılmayan ve en az 7 kilometre olduğu belirtilen karanlık bölümlerini mesken tutan yarasaların sadece erkekleri, zaman zaman uçuyor. Mağaradaki dişi yarasalar ise yeniden hareketlenmek için havaların ısındığı yaz aylarını bekliyor.

-İnsan eli değmemiş su kanalı

Çal Mağarası'nın işletmecisi Nedim Şener AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2000 yılında hizmete açılan, deniz seviyesinden yaklaşık 1050 metre yükseklikteki mağaranın 8 kilometre derinliğe sahip olduğunu belirterek, "Biz ancak 1 kilometrelik bölümünü hizmete açabildik. Burası insan eli değmemiş bir su kanalıdır" dedi.

Mağarada sarkıtlar, göller ve akarsular bulunduğunu anlatan Şener, "İçeride oksijen gerçekten bol. Astım hastalarına iyi geldiğine çok şahit oldum. Burayı yazın 3-4 ayda 20 bin kişi ziyaret ediyor. Hedefimiz 40-50 bin kişinin ziyaret etmesini sağlamak" diye konuştu.

Şener, mağaranın yazın serin kışın sıcak olduğunu belirterek, "İçeride çok sayıda yarasa var. Şimdi kış uykusundalar, yaza kadar kış uykusundan uyanacaklar. Daha çok mağaranın ışıklandırma olmayan ve ziyarete açılmayan bölümlerini tercih ediyorlar, insanlara zarar vermiyorlar. Erkek yarasalar kışın da zaman zaman uçuyor ancak dişiler  herhangi bir şey yemeden içmeden aylarca asılı duruyor" diye konuştu.

-Yollarını yüzeylerden yansıyan sese göre buluyorlar

Dünyada bin 100 farklı türe sahip yarasalar, sanılanın aksine çoğu türler görebildiği halde yönlerini çıkardıkları seslerin yüzeylerden yansıyarak dönmesine dayanan, bir nevi radar sistemi olan ekolokasyon yetenekleriyle buluyor ve karanlıkta kolaylıkla ilerleyip avlanabiliyor.

Yarasaların bazı türleri kış uykusuna yatıyor. Kış uykusu süresince vücut ısıları düşen yarasalar, bazen tek başlarına bazen de ısı kaybını azaltmak için koloniler halinde bir arada bulunuyor.

Farklı türlerdeki binlerce üyeden oluşan yarasa kolonileri, gece boyunca tonlarca sivrisinek, güve ve benzeri böceği yiyerek bu canlıların popülasyonunun kontrolünde önemli rol üstleniyor. Türkiye'de büyük ve küçük fare kulaklı, uzun kanatlı, nalburunlu yarasa ile büyük yarasalar grubuna giren mısır meyve yarasası gibi türler yaşıyor.

AA
banner5

Yorum Gönder

@name x