Uzun Mehmet Mahallesi Radar mevkisindeki barakada öldürülen taksici Murat Erdoğan ile yakınındaki ormanlık alanda elleri kesilmiş halde cesedi bulunan Gizem Tunç'un katil zanlısı Deniz P. (21), vatani görevini yaptığı Denizli'deki askerlik birliğinde gözaltına alınmasının ardından getirildiği Zonguldak'da mahkemeye çıkarıldı.
Zanlının, ifadesinde askerden izne geldiğinde vedalaşmak için arkadaşı Erdoğan'ın barakasına gittiğini, birlikte uyuşturucu aldıklarını, bir saat sonra taksiyle ayrıldığını, barakada Tunç'u görmediğini söylediği ve suçlamaları kabul etmediği öğrenildi. Mahkemece tutuklanan zanlının adliyeden çıkarılışı sırasında, polis maktullerin yakınlarını uzaklaştırarak geniş güvenlik önlemi aldı.
Erdoğan'ın dayısı Kemal Özer, polisin geniş güvenlik önlemi aldığı adliyenin önünde bekleyen yakınlarına seslenerek, "Cenazemiz Ereğli'ye geliyor. Buradan oraya gideceğiz. Herhangi bir taşkınlık yaşanmasını istemiyoruz" dedi. Bunun üzerine adliye önünde bekleyen 150 kişilik grubun yarısı dağıldı. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümünü kazanan Tunç'un bir süre önce Sakarya'ya giderek, kayıt ve yurt işlemlerini yaptırdığı öğrenildi. Polis, genç kızın kesik elleri ve cinayet aletinin bulunması için çalışmasını sürdürüyor.
"Yeğenimi yerde kanlar içinde yatarken buldum"
Maktul Erdoğan'ın dayısı Süleyman Özer, adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Tunç'un ailesini tanımadığını söyledi.
Kendisini telefonla arayan Tunç'un ailesinin kızlarının yeğeniyle kaçtığını söylediğini belirten Özer, onlara "Normal bir şey, bir kız kaçarsa düğünü yapılır" dediğini aktardı.
Kızın ailesinin kuşku içinde olduğunu, "siz aramıyorsunuz, biz sağa sola soruyoruz, siz oturuyorsunuz zaten" dediğini ifade eden Özer, şöyle konuştu:
"Biz de oğlumuzun hayatından endişe ettik. Dedesinin dağ evi vardı, orası aklıma geldi. 'Orada olabilirler' diye kardeşimle gittik. Kapıyı çaldım, açan olmadı, ses seda yoktu. 'Bunlar kızla kaçtığı için müsait değillerdir' diye kapıyı ufak ufak çaldım, seslendim, ses yoktu. Kapıyı sert ittiğimde kapı açıkmış. Yeğenimi yerde kanlar içinde yatarken buldum. Ondan sonra 155'i aradım. Biz 30 yaşında yeğenimizi kaybetmişiz. Üstelik kızla alakası olmamasına rağmen. Cinayet neden işlendi, biz de bilmiyoruz. Üzerimize ne düşüyorsa kanun çerçevesinde yapacağız. Adalete güveniyoruz, adalete güvenimiz tam."
İki gündür kendilerinden haber alınamayan Erdoğan'ın cesedi, dün Uzun Mehmet Mahallesi Radar mevkisindeki barakada, kız arkadaşı olduğu iddia edilen Tunç'un cesedi de barakanın yakınındaki ormanlık alanda bulunmuş, genç kızın iki elinin kesildiği belirlenmişti.
Zanlının, ifadesinde askerden izne geldiğinde vedalaşmak için arkadaşı Erdoğan'ın barakasına gittiğini, birlikte uyuşturucu aldıklarını, bir saat sonra taksiyle ayrıldığını, barakada Tunç'u görmediğini söylediği ve suçlamaları kabul etmediği öğrenildi. Mahkemece tutuklanan zanlının adliyeden çıkarılışı sırasında, polis maktullerin yakınlarını uzaklaştırarak geniş güvenlik önlemi aldı.
Erdoğan'ın dayısı Kemal Özer, polisin geniş güvenlik önlemi aldığı adliyenin önünde bekleyen yakınlarına seslenerek, "Cenazemiz Ereğli'ye geliyor. Buradan oraya gideceğiz. Herhangi bir taşkınlık yaşanmasını istemiyoruz" dedi. Bunun üzerine adliye önünde bekleyen 150 kişilik grubun yarısı dağıldı. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümünü kazanan Tunç'un bir süre önce Sakarya'ya giderek, kayıt ve yurt işlemlerini yaptırdığı öğrenildi. Polis, genç kızın kesik elleri ve cinayet aletinin bulunması için çalışmasını sürdürüyor.
"Yeğenimi yerde kanlar içinde yatarken buldum"
Maktul Erdoğan'ın dayısı Süleyman Özer, adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Tunç'un ailesini tanımadığını söyledi.
Kendisini telefonla arayan Tunç'un ailesinin kızlarının yeğeniyle kaçtığını söylediğini belirten Özer, onlara "Normal bir şey, bir kız kaçarsa düğünü yapılır" dediğini aktardı.
Kızın ailesinin kuşku içinde olduğunu, "siz aramıyorsunuz, biz sağa sola soruyoruz, siz oturuyorsunuz zaten" dediğini ifade eden Özer, şöyle konuştu:
"Biz de oğlumuzun hayatından endişe ettik. Dedesinin dağ evi vardı, orası aklıma geldi. 'Orada olabilirler' diye kardeşimle gittik. Kapıyı çaldım, açan olmadı, ses seda yoktu. 'Bunlar kızla kaçtığı için müsait değillerdir' diye kapıyı ufak ufak çaldım, seslendim, ses yoktu. Kapıyı sert ittiğimde kapı açıkmış. Yeğenimi yerde kanlar içinde yatarken buldum. Ondan sonra 155'i aradım. Biz 30 yaşında yeğenimizi kaybetmişiz. Üstelik kızla alakası olmamasına rağmen. Cinayet neden işlendi, biz de bilmiyoruz. Üzerimize ne düşüyorsa kanun çerçevesinde yapacağız. Adalete güveniyoruz, adalete güvenimiz tam."
İki gündür kendilerinden haber alınamayan Erdoğan'ın cesedi, dün Uzun Mehmet Mahallesi Radar mevkisindeki barakada, kız arkadaşı olduğu iddia edilen Tunç'un cesedi de barakanın yakınındaki ormanlık alanda bulunmuş, genç kızın iki elinin kesildiği belirlenmişti.
Yorum Gönder