"Türkiye enerjide atılım içinde"

Tükettiği doğal gazı aynı zamanda üretme zorunluluğundan hareketle Türkiye'nin, Şahdeniz Projesi'nde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı vasıtasıyla British Petrol'den sonra ikinci büyük ortak olduğunu ifade eden Yavuz, "1,5 milyar dolar bedelle Total'e ait hisseyi satın aldı. Ayrıca Hazar Denizi'nden çıkacak doğal gazı İtalya'ya bağlayacak Güney Gaz Koridoru projesinde de Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ayağında hissesini yüzde 30'a çıkarttı. Dolayısıyla Türkiye çok büyük bir atılım yaptı. Türkiye'nin bölgede ve dünyada daha önemli bir enerji oyuncusu olmasına yönelik attığı bu adımlar son derece önemli" diye konuştu.

Türkiye'nin, etrafındaki enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Avrupa ve dünya ile buluşturma noktasında son derece ilkeli ve kararlı adımlar attığına işaret eden Yavuz, "Hem kendi enerji arz güvenliğini sağlamada hem de Avrupa ve dünya barışı noktasında çok önemli katkılar koyuyor. Çevremizdeki Suriye, Irak meseleleri maalesef Türkiye'nin bu arzularının gecikmesine neden olsa da eninde sonunda bu enerji kaynaklarının, dünya ile Türkiye üzerinden buluşmaktan başka çaresi yok" ifadelerini kullandı.

Yavuz, SOCAR olarak özelikle Güney Gaz Koridoru'nda ve TANAP ayağında çok büyük rol üstlendiklerini kaydederek, "Ardahan'dan gelip Edirne'den çıkacak olan bin 800 kilometrelik TANAP boru hattı projemiz hızla devam ediyor. Projemizin ÇED'i Bakanlığımız tarafından onaylandı. Operasyonel olarak hızlı şekilde arkadaşlarımız çalışıyor. Çünkü projenin 2018 yılında tamamlanması gerekiyor. Hem Başbakanımızın hem de Azerbaycan Cumhurbaşkanımızın talimatları bu yönde. Biz de ekip olarak bu hedefi gerçekleştirmeye gayret ediyoruz" dedi.

Yavuz, Ukrayna'da yaşanan gelişmelerin, Türkiye'nin stratejik önemini dünya açısından çok daha önemli hale getirdiğini ve daha fazla gündeme taşıdığını belirterek, "Türkiye'nin bir istikrar adası olması ve bölgedeki tüm enerji kaynaklarına karşı ilkeli ve eşit vaziyette durması, son derece önemli. Ukrayna krizinin dünyaya öğrettiği birçok konu var. Bu öğretiler doğrultusunda bu ülkeler kendilerine yeni pozisyonlar alacaktır. Türkiye de burada hem Rusya Federasyonu ile ilişkilerini aksatmadan yürütmeye gayret ediyor hem de bu krizin yayılmadan bloke olması için elinden geleni yapıyor" diye konuştu.

Özellikle altyapı devrimini gerçekleştirmiş olan Türkiye'de, devletin, hükumetin üretime yönelik çok önemli tedbirler aldığını vurgulayan Yavuz, şöyle devam etti:

"Türkiye, cari açığın ortadan kaldırılması ve kişi başına düşen milli gelirinin 25 bin dolara ulaşması noktasında tüm alanlarda, sanayide, turizmde, bilgi teknolojilerinde büyük bir atılım içinde. Dolayısıyla Türkiye'nin, petrokimyada birkaç tane daha Petkim'e, yeni rafinerilere ihtiyacı var. Bir tanesini şu anda biz yapıyoruz. Kendi ürettiğini tüketen ve kendi sattığı kadar satın alan bir ülke olmalıyız. Geçmişte, 90'lı yıllarda yaşadığımız o krizleri bir daha yaşamak istemiyorsak önümüzdeki dönemde, geldiğimiz refah seviyesini korumak, hatta artırmak için istihdama ve ihracata yönelik yatırımlar yapmamız gerekiyor. Cari açığımızı kapatarak yerli üretim kabiliyetimizi arttırmak ve inşa ettiğimiz alışveriş merkezlerinde ithal ürünleri değil, kendi ürettiğimiz ürünleri tüketen bir toplum haline dönüşmek mecburiyetindeyiz."

Yavuz, üniversitelerden her yıl 700 bin gencin mezun olduğunu ifade ederek, "Her branştan bu gençlerimize istihdam alanları açmalıyız. Devlet kapısı artık istihdam alanı değildir. Devlet kapısına yığılmaları önlememiz, onun için de her alanda üretime, istihdama ve ihracata yoğunlaşmamız lazım. Hükumetimiz bu konularda çok büyük destekler veriyor" dedi.