Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Küresel büyümenin yüzde 0,8 daha aşağıda gerçekleşeceğini IMF ortaya koymuştur. IMF'in şu anda küresel büyümeye ilişkin tahmini yüzde 3,1'dir. Küresel kriz öncesi dünya ekonomisi yüzde 5'ler civarında büyüyordu. Yüzde 3'lük bir büyüme bu anlamda oldukça düşük bir büyümedir" dedi.Şimşek, Bakanlıkta "Makro Ekonomik Gelişmeler ve 2013 yılı Ocak-Haziran Dönemi Bütçe Gerçekleşmeleri" konulu basın toplantısı düzenledi.
Küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin gözlemlerini aktaran Şimşek, küresel krizin üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen küresel ekonominin hala sıkıntıları aşamadığını söyledi. Geçen yılın zorlu bir yıl olduğunu, bu senenin de küresel büyüme açısından oldukça durağan bir yıl olduğunu ifade eden Şimşek, Türkiye için önemli bir bölge olan Avro Bölgesinde bir resesyon söz konusu olduğunu kaydetti. ABD'nin büyümesinde, son çeyrekteki aşağı doğru revizeye bakarak beklenenin altında bir büyümeyi ortaya koyduğunu belirten Şimşek, uzun bir süredir çok güçlü bir performans ortaya koymuş olan gelişmekte olan ekonomilerde ciddi bir yavaşlama görüldüğünü anlattı.
Şimşek, şöyle konuştu:
"Bütün bunları bir arada ele aldığımızda küresel ekonomiye ilişkin beklentiler aşağı doğru revize ediliyor. Nitekim birçok kuruluş en başta IMF olmak üzere küresel büyümeye ilişkin tahminlerini aşağı doğru revize etmiştir. Mesela geçen seneye oranla en son açıklanan tahminler küresel büyümenin yüzde 0,8 daha aşağıda gerçekleşeceğini IMF ortaya koymuştur. IMF'in şu anda küresel büyümeye ilişkin tahmini yüzde 3,1'dir. Küresel kriz öncesi dünya ekonomisi yüzde 5'ler civarında büyüyordu. Yüzde 3'lük bir büyüme bu anlamda oldukça düşük bir büyümedir, küresel ekonomi açısından. Hatta bu son açıklanan tahminler yıl başındaki tahminlere göre bile daha aşağıda."
Şimşek'in satır başları ile açıklamaları şöyle:
-İlk çeyrekteki Yüzde 3'lük büyüme Avrupa'ya göre önemli bir rakamdır.
-İkinci çeyrekte ise toparlanma görülmektedir. Türkiye'nin istediği noktada olmamasının nedeni ise Türkiye'nin ticari ortaklarındaki krizin devam etmesidir.
-Petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye'ye önemli katkı sağlayacaktır.
-Türkiye istihdam konusunda son yıllarda muazzam bir başarı göstermiştir.
-Öncü göstergelere göre ekonomide büyüme rakamları sevindiricidir. İç talepte toraplanma var kredi artış hızı güçlü toparlanma işaretidir.
-Büyümeyi destekleyici önemli etkenlerden biri kentsel dönüşüm, 2-B arazilerinin satışı, özelleştirmedeki önemli başarılar. Özel sektör aldığı tesisleri daha verimli hale getirecek. Yeni teşvik sistemi özellikle doğu ve güneydoğu anadoluda çok olumlu bir etki yaptı. Çözüm süreci bu etkiyi pekiştirdi.
Türkiye bir ada değildir. Küresel gelişmelerden etkilenmemesi söz konusu olamaz. Olumsuz gelişmeler doğal olarak bizi de olumsuz yönde etkileyebilir. Tüm bunlara göre ekonomiyi büyütmek için gerekli adımlar atılacaktır.
Cari Açık konusu yapısal bir sorundur. Yapısal sorunlara karşı çözüm yollarının hepsi devrede.
-Ramazan sonrasi yeni bir OVP, OVMP ve bütçe çalışması olacak, gereken yapılacak.
--Çekirdek enflasyon yüzde 5.5 -6 civarında. Esas önemli olan budur. Orta vadede belirli olan budur. Bir iki ay manşet enflasyon yüksek seyredebilir. Önümüzdeki dönemde enflasyon yeniden düşüşe geçecektir. Türkiye'de büyük bir çıktı açığı var.
-Türkiye'nin en sağlam ayaklarından biri mali disiplindir. Haziran ayı bütçe açığı 1.2 milyar lira olarak gerçekleşti. Bütçe performansı geçen yılın haziran ayına göre yüzde 81 olumlu yönde gelişme göstermiştir.
-Bütçe Haziran ayında 10 milyar liralık bir iyileşme söz konusu. Bütçe açık hedefi 34 milyar lira. İlk 6 ayda bütçe fazla vermiştir.
-Bazı kesimler son birkaç haftadır Türkiye ekonomisi üzerinde felaket tellallığı yapmaktadır. Türkiye son 60 yılın en büyük küresel krizini kalıcı bir tahribat yaşamadan atlatmıştır. Türkiye'nin en büyük dış ticaret ortağı son 5 yıldır sürekli gerilerken Türkiye büyümesini sürdürmüştür.
-Faiz dışı fazla 2013 yılı 19 milyar lira iken bugün gelinen nokta 26 milyar liranın üzerindedir.
-Bugün gelinen noktada yıl sonu hedeflerini çok rahatlıkla ulaşacağına inanıyorum. Belki hedeflerden çok daha iyi bir netice elde etme imkanı da doğacaktır.
-Vergi gelirlerinin faiz hariç giderleri karşılama oranı yüzde 96.2'ye ulaşmıştır. Türkiye'nin vergi gelirleri Türkiye'nin faiz dışı giderlerini karşılayacak noktaya gelmiştir.
-Türkiye 2002 yılında borçlanma süresi en fazla 9 ay iken bugün Türkiye ortalama borçlanma süresi 72 aya çıkmıştır.
-FED sonrası varlıklar yeniden fiyatlanacak. Bu bir finansal kriz değildir.
-Toplu görüşmeler devam ediyor. Gönül isterki her kesime çok iyi imkanlar sağlayalım. Ancak son 10 yılda reel olarak ve satın alma gücü ile baktığımızda çok ciddi artışlar söz konusudur.
-Dünyada birçok ülkenin yapamadığını, özel sektörün yapamadığını kamu yapıyor ve çalışanını hükümet olarak yapıyoruz.
-Merkez Bankası'nın faiz koridoru hakkında ben yorum yapmayayım, başkaları yorum yapıyor. Ama Merkez Bankası bu geçen süreçte çok başarılı bir iş yapmıştır.
-Ortadoğu'daki, Avrupa'daki ve dünyadaki genel gelişmeler ihracatımızın istediğimiz boyutta olmamıştır. Ama tüm bunlara rağmen ihracatı artırmak için yoğun çaba göstermeye devam edeceğiz.
Küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin gözlemlerini aktaran Şimşek, küresel krizin üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen küresel ekonominin hala sıkıntıları aşamadığını söyledi. Geçen yılın zorlu bir yıl olduğunu, bu senenin de küresel büyüme açısından oldukça durağan bir yıl olduğunu ifade eden Şimşek, Türkiye için önemli bir bölge olan Avro Bölgesinde bir resesyon söz konusu olduğunu kaydetti. ABD'nin büyümesinde, son çeyrekteki aşağı doğru revizeye bakarak beklenenin altında bir büyümeyi ortaya koyduğunu belirten Şimşek, uzun bir süredir çok güçlü bir performans ortaya koymuş olan gelişmekte olan ekonomilerde ciddi bir yavaşlama görüldüğünü anlattı.
Şimşek, şöyle konuştu:
"Bütün bunları bir arada ele aldığımızda küresel ekonomiye ilişkin beklentiler aşağı doğru revize ediliyor. Nitekim birçok kuruluş en başta IMF olmak üzere küresel büyümeye ilişkin tahminlerini aşağı doğru revize etmiştir. Mesela geçen seneye oranla en son açıklanan tahminler küresel büyümenin yüzde 0,8 daha aşağıda gerçekleşeceğini IMF ortaya koymuştur. IMF'in şu anda küresel büyümeye ilişkin tahmini yüzde 3,1'dir. Küresel kriz öncesi dünya ekonomisi yüzde 5'ler civarında büyüyordu. Yüzde 3'lük bir büyüme bu anlamda oldukça düşük bir büyümedir, küresel ekonomi açısından. Hatta bu son açıklanan tahminler yıl başındaki tahminlere göre bile daha aşağıda."
Şimşek'in satır başları ile açıklamaları şöyle:
-İlk çeyrekteki Yüzde 3'lük büyüme Avrupa'ya göre önemli bir rakamdır.
-İkinci çeyrekte ise toparlanma görülmektedir. Türkiye'nin istediği noktada olmamasının nedeni ise Türkiye'nin ticari ortaklarındaki krizin devam etmesidir.
-Petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye'ye önemli katkı sağlayacaktır.
-Türkiye istihdam konusunda son yıllarda muazzam bir başarı göstermiştir.
-Öncü göstergelere göre ekonomide büyüme rakamları sevindiricidir. İç talepte toraplanma var kredi artış hızı güçlü toparlanma işaretidir.
-Büyümeyi destekleyici önemli etkenlerden biri kentsel dönüşüm, 2-B arazilerinin satışı, özelleştirmedeki önemli başarılar. Özel sektör aldığı tesisleri daha verimli hale getirecek. Yeni teşvik sistemi özellikle doğu ve güneydoğu anadoluda çok olumlu bir etki yaptı. Çözüm süreci bu etkiyi pekiştirdi.
Türkiye bir ada değildir. Küresel gelişmelerden etkilenmemesi söz konusu olamaz. Olumsuz gelişmeler doğal olarak bizi de olumsuz yönde etkileyebilir. Tüm bunlara göre ekonomiyi büyütmek için gerekli adımlar atılacaktır.
Cari Açık konusu yapısal bir sorundur. Yapısal sorunlara karşı çözüm yollarının hepsi devrede.
-Ramazan sonrasi yeni bir OVP, OVMP ve bütçe çalışması olacak, gereken yapılacak.
--Çekirdek enflasyon yüzde 5.5 -6 civarında. Esas önemli olan budur. Orta vadede belirli olan budur. Bir iki ay manşet enflasyon yüksek seyredebilir. Önümüzdeki dönemde enflasyon yeniden düşüşe geçecektir. Türkiye'de büyük bir çıktı açığı var.
-Türkiye'nin en sağlam ayaklarından biri mali disiplindir. Haziran ayı bütçe açığı 1.2 milyar lira olarak gerçekleşti. Bütçe performansı geçen yılın haziran ayına göre yüzde 81 olumlu yönde gelişme göstermiştir.
-Bütçe Haziran ayında 10 milyar liralık bir iyileşme söz konusu. Bütçe açık hedefi 34 milyar lira. İlk 6 ayda bütçe fazla vermiştir.
-Bazı kesimler son birkaç haftadır Türkiye ekonomisi üzerinde felaket tellallığı yapmaktadır. Türkiye son 60 yılın en büyük küresel krizini kalıcı bir tahribat yaşamadan atlatmıştır. Türkiye'nin en büyük dış ticaret ortağı son 5 yıldır sürekli gerilerken Türkiye büyümesini sürdürmüştür.
-Faiz dışı fazla 2013 yılı 19 milyar lira iken bugün gelinen nokta 26 milyar liranın üzerindedir.
-Bugün gelinen noktada yıl sonu hedeflerini çok rahatlıkla ulaşacağına inanıyorum. Belki hedeflerden çok daha iyi bir netice elde etme imkanı da doğacaktır.
-Vergi gelirlerinin faiz hariç giderleri karşılama oranı yüzde 96.2'ye ulaşmıştır. Türkiye'nin vergi gelirleri Türkiye'nin faiz dışı giderlerini karşılayacak noktaya gelmiştir.
-Türkiye 2002 yılında borçlanma süresi en fazla 9 ay iken bugün Türkiye ortalama borçlanma süresi 72 aya çıkmıştır.
-FED sonrası varlıklar yeniden fiyatlanacak. Bu bir finansal kriz değildir.
-Toplu görüşmeler devam ediyor. Gönül isterki her kesime çok iyi imkanlar sağlayalım. Ancak son 10 yılda reel olarak ve satın alma gücü ile baktığımızda çok ciddi artışlar söz konusudur.
-Dünyada birçok ülkenin yapamadığını, özel sektörün yapamadığını kamu yapıyor ve çalışanını hükümet olarak yapıyoruz.
-Merkez Bankası'nın faiz koridoru hakkında ben yorum yapmayayım, başkaları yorum yapıyor. Ama Merkez Bankası bu geçen süreçte çok başarılı bir iş yapmıştır.
-Ortadoğu'daki, Avrupa'daki ve dünyadaki genel gelişmeler ihracatımızın istediğimiz boyutta olmamıştır. Ama tüm bunlara rağmen ihracatı artırmak için yoğun çaba göstermeye devam edeceğiz.
Yorum Gönder