Kastamonu'da yıllık 20 bin ton bakır üretimi

ETİ Bakır AŞ Küre Konsantre Maden İşletmesi Genel Müdürü Ahmet Tezcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bakırın insanoğlunun hiçbir şekilde vazgeçemediği, öneminin de halen devam eden maden olduğunu söyledi.

Elektriğin üretiminden tüketimine, her aşamasında bakırın kullanıldığını ifade eden Tezcan, "Bakırın yerini dolduracak başka bir madde henüz bulunamamıştır. Bugün her konut için 25 kilogram, her otomobil için 12 kilogram bakır kullanılmaktadır" dedi.

Tezcan, Kastamonu'nun Küre ve Hanönü ilçelerinde bilinen bakır rezervleri bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Küre'de 750 bin ton civarında metal bakıra eşdeğer rezerv mevcut. Başka bir firmanın faaliyet gösterdiği Hanönü'nde ise 400 bin ton civarında rezerv söz konusu. Şu anda Kastamonu'daki bakır rezervlerini hızlı şekilde çıkarma imkanı olsa Türkiye'nin en fazla 4 yıllık ihtiyacını karşılayabilir. Bakır madeni rezervleri açısından Türkiye'nin önemli kentlerinden Kastamonu'da yıllık 20 bin ton civarında üretim yapılıyor. Özellikle şirketimiz kentte rezerv arama faaliyetlerini yoğun şekilde yürütüyor."

Kış mevsimi dolayısıyla Küre civarında bakır arama çalışmalarının devam ettiğini aktaran Tezcan, "Yaz aylarına doğru özellikle Hanönü ilçesi civarlarında aramalarımız başlayarak 2015 yılından itibaren kentte yıllık bakır üretiminin 30 bin tonu aşacağını tahmin ediyoruz. İşletmemizde yaklaşık 700 kişi istihdam ediliyor" diye konuştu.

Tezcan, Kastamonu'nun madencilik açısından Türkiye'nin önde gelen kentlerinden olduğunu, firmalarının yıllık cirosunun 100 milyon doların üzerine çıktığını dile getirdi.

Türkiye'nin bakır rezervleri bakımından kendine yetemediğine dikkati çeken Tezcan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ülkemiz yıllık 300 bin ton bakır ithal ediyor. Bakır ihtiyacının yaklaşık yüzde 65'i yurt dışından karşılanıyor. Yıllık 2 milyar doların üstünde metal bakır ithalatı için döviz ödeniyor. Şu ana kadar bakır aramalarında çok büyük rezerve ulaşılamadı. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda bu üretim seviyesini korumamız dahi bizim için iyi bir sonuç çünkü Türkiye'deki bazı maden işletmelerinin rezervleri yavaş yavaş bitiyor."