Nisan ayı ihracat rakamlarının değerlendirilmesi amacıyla Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası hizmet binasında düzenlenen toplantıya katılan Bakan Zeybekci, burada yaptığı konuşmada, Kastamonu'nun, "cennet gibi bir memleket ve İstiklal mücadelesinin başladığı, yavrusunu donmaya bırakarak cephaneyi örten mübarek insanların yeri" olduğunu söyledi.
Zeybekci, 17 Aralık süreciyle başlayan ve Türkiye'nin şu anda Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanının çizdiği çok güzel tabloyu istemeyenlerin olduğunu belirterek, "Türkiye'yi yeniden IMF'nin önünde el pençe divan duran, Dünya Bankası'nın gözünün içerisine bakarak 'bize bir talimatınız var mı?' diye emir ve talimat bekleyen, ekonomisini kendisinin yönetemediği, finansmanını kendisinin sağlayamadığı, Türkiye'deki piyasalarla ilgili bile kararı kendinin veremediği, IMF'nin Türkiye Masası Şefi Türkiye'ye geldiği zaman Türkiye'deki hükümetin, Bakanlar Kurulu'nun, siyasetinin, tüm bürokrasinin hizmetine girdiği günler yeniden olsun, Türkiye'de faizler gecede 7 binlere yeniden çıksın, yüzde 150'ler, 200'ler havada uçuşsun, Türkiye'de reel faiz enflasyonu iki üç misline çıksın, yeniden o güzel ortamlar onlar için, bunu isteyenler için geri gelsin, yeniden bu milletin ensesine sülüklerini yapıştırmak isteyenler var" diye konuştu.
"Türkiye ancak yüzde 2'ler, yüzde 2.5'lar seviyesinde büyür" denilen o seviyenin çok daha üzerinde yüzde 4'ler seviyesinde hatta yüzde 4'ü geçebilecek seviyede büyüyeceğinin dillendirilmeye başlandığını anlatan Zeybekci, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, 17 Aralık sürecinin yaşandığı bu dönemde dahi son 3 ayda kapasite kullanım oranlarını rekor seviyede artırıyor. Türkiye, bu karıştırılan süreçte, istihdam oranının en düşük olması gereken ocak ayında, son 10 yılın en iyi istihdam rakamlarını yakaladı. Türkiye, sanayi üretimindeki ciro olarak da ilk defa enerji tüketiminde de artışa geçti. İstediğimiz o artış seviyesini yakalamaya başladı. Tüm bunların göstergesini ihracatçılar, üreticiler bilir. Bu göstergeler önümüzdeki dönemde Türkiye'nin üretiminin ve ihracatının artacağının göstergeleridir. Yani bugün enerji kullanımınız arttığı zaman, kapasite kullanımınız arttığı zaman, istihdam arttığı zaman Türkiye'nin ihracatının ve büyümesinin artacağının göstergesidir."
Bakan Zeybekci, Türkiye'nin 2013 yılında beklentilerin tam tersinde son çeyrekte yüzde 4.4 büyüdüğünü dile getirerek, bunun Türkiye'nin 2014 yılının ilk çeyreğinde büyümesinin 2013 yılının son çeyreği ile paralel olacağını gösterdiğini kaydetti.
- "Türkiye, yeniden üretime başladı"
"Bu, bizim o hedeflediğimiz 'milli büyüme' dediğimiz ihracata dayalı büyüme" diyen Zeybekci, Türkiye'nin bundan sonra büyümesini bu şekilde devam ettireceğini ifade etti.
Zeybekci, Türkiye'nin bugün ihracat rakamlarıyla dış ticaret açığını beklentilerin çok üzerinde düşüren bir ülke olduğunu anlatarak, "İhracatını ortalama olarak yüzde 10 seviyesinde artırırken, Türkiye son dönemdeki ihracatı destekleyici kur politikasıyla dış ticaret açığını düşürdü" dedi.
Mart ayında dış ticaret açığının yüzde 30 seviyesinde aşağıya çekildiğini vurgulayan Zeybekci, şöyle devam etti:
"Türkiye hedeflediği cari açığı, 55 milyarlık cari açığı da çok önemli bir şekilde bunun altında yakalayarak ekonomik dengelerini yeniden yerine oturtacaktır. Biz olumluyuz, beklentilerimiz de olumlu. Bu beklentilerle inşallah önümüzdeki dönemde Türkiye yeniden yatırıma başlayacak ki başladı. Türkiye, yeniden üretime başladı, yeniden istihdamını artırmaya başladı. Son 4 yılda Avrupa Birliği'nde toplamda 5 milyon insan iş kaybederken, Türkiye dünyada kriz öncesindeki istihdam seviyesini geçen tek ülke haline geldi. Avrupa Birliği 5 milyon insan kaybederken, Türkiye son 4 yılda 6 milyon insanına iş buldu. Nüfus artış hızından da daha hızlı bir şekilde 2013 yılında Türkiye istihdam sağladı."
- "30 Mart seçimleri, Türkiye'de siyaseti yeniden dizayn etmiştir"
Bakan Zeybekci, son dönemlerde kredi derecelendirme kuruluşlarının bazı yerlerde Türkiye'nin kredi notunu düşürmediğini ancak durağandan negatife çevirdiğini veya bazı endişeler dile getirdiklerine işaret ededek,şöyle konuştu:
"Bunlara sakın ola ki itibar etmeyin. Bunlar, 2008 yılında dünya krizinden en çok etkilenen ülkelere en yüksek notu veren yerlerdi. 2008 krizi patlamadan önce 2008 krizinde darmadağın olan ve batan dünyanın en büyük bankalarına, dünyanın en yüksek kredi notlarını vererek bunları eleştiren kuruluşlardır. Yine aynı kuruluşlar 'Türkiye'nin bu dönemdeki en büyük sıkıntılarından birisinin siyasi belirsizlik' olduğunu söylüyor. 30 Mart seçimleri, Türkiye'nin siyasette belirsizlik tartışmasını bitiren seçimlerdir. Yerel seçimlerden çok daha ileride bir mesaj veren seçimlerdir. 30 Mart seçimleri Türkiye'de siyaseti yeniden dizayn etmiştir. 30 mart seçimleri Cumhurbaşkanı seçiminin üzerindeki bütün belirsizlikleri kaldırmıştır. 30 Mart seçimleri yakın gelecekte olan tüm siyasi seçimleri, siyasetle ilgili tüm beklentileri, soru işaretlerini, en güçlü şekilde soruları cevaplandırmış olan seçimlerdir"
Bu dönemde, "Türkiye'nin siyasi belirsizliklerle ekonomide belirsizlik yaşayabileceğini" belirtmenin yapılabilecek en büyük hatalardan, değerlendirme olarak da en sığ değerlendirmelerden birisi olacağını anlatan Zeybekci, Türkiye'nin 2013 yılı sonunda 152 milyar dolar ihracat rakamına ulaştığına vurgu yaptı.
Zeybekci, Türkiye'nin ortalama olarak 200 milyar dolar dış gelir getiren bir ülke haline geldiğini dile getirerek, "Türkiye bunu, ülkenin tüm aktörlerini değerlendirerek yaptı. Türkiye'deki tüm dinamikleri harekete geçirerek yaptı. Türkiye'nin ham maddesini, Türkiye'nin iş gücünü, Türkiye'nin akıl gücünü, Türkiye'nin finans gücünü, Türkiye'nin bütün imkanlarını zorlayarak yaptı. Türkiye 152 milyar dolarlık ihracatı bu sene 166 milyar dolara çıkaracak. Önümüzdeki seneden itibaren de ortalama olarak ihracatını yüzde 10 seviyesinde artıracak. Belki Türkiye 2015 yılında da ihracatını yüzde 10 seviyesinde kolaylıkla artırabilecek ama ondan sonra biz Türkiye'nin biraz daralacağını, biraz tıkanacağını ön görüyoruz. Aynı sistemle yoluna devam ederse" ifadesini kullandı.
- "Türkiye artık kendi kabuğuna sığamaz"
Türkiye'nin artık kendi kabuğuna sığmayacağını, bundan sonra yoluna kendi imkanlarıyla kaynaklarıyla devam edemeyeceğini belirten Zeybekci, şunları kaydetti:
"Türkiye etken bir ekonomi olacaksa, Türkiye sürdürülebilir bir şekilde önümüzdeki çeyrek yüzyıllar hatta yarım yüzyıllar boyunca enerji geleceğini garanti altına almak zorunda. Türkiye sürdürülebilir bir şekilde ham maddeyi de garanti altına almak zorunda. Türkiye sürdürülebilir bir şekilde artık dünyanın diğer ülkeleri gibi tüketim alışkanlıklarını belirleyen ve tüketim ağlarını kontrol eden bir ülke olmak zorunda. Türkiye bunu başarırsa işte o 200 milyar dolarlar seviyesindeki ihracatını Cumhuriyetimizin 100. yılında ki 500 milyar dolarlık hedefe doğru artık emin adımlarla devam eder."
- Kültür Çoğrafyası
Önceliklerinin "kültür coğrafyası" olduğuna işaret eden Zeybekci, "Kültür coğrafyasından kastımız Orta asya'dan başlayan, Kafkaslar, Orta Doğu, Körfez, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Avrupa Birliği. Bu coğrafya bizim kültür coğrafyamızdır. Bu coğrafyaya ayaklarımız sağlam basıp, bu coğrafyada ham maddemizi ve enerjimizi garanti altına alarak, bu coğrafyanın yeni bir tüketim haline gelmesine ve bunların tüketim alışkanlıklarını belirlemede etkin olmaya, buralarda tüketim mallarını kontrol edeceğiz" diye konuştu.
Bakan Zeybekci, Türkiye kültür coğrafyasının miras olarak ecdattan kalan en büyük hazine olduğunu ifade ederek, bu coğrafyanın hiçbir yerinde kötü bir hatıralarının olmadığını söyledi.
Hiçbir yerde hiçbir şeyle suçlanmayarak gittikleri her yerde muhteşem bir kabulle karşılandıklarını dile getiren Zeybekci, "Bu coğrafyada 'kazan kazan' sistemiyle başkaları gibi vahşi bir kapitalizmi, oraları sömürerek değil, orada ham madde kaynaklarını ele geçirmek için oralarda her şeyi mubah gören bir anlayışla değil, onlara da maksimum düzeyde kazandırarak, biz de kazanarak yolumuza bu şekilde devam etmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Zeybekci, Karadeniz ile İskenderun Körfezi'ni ulaşım ağlarıyla bağladıklarında, bu coğrafyada ham maddeyi garanti altına aldıklarında, orta anadolu ve bu coğrafyada bugüne kadar Türkiye olarak "hurdacı" olmaktan çıkarak, cevheri değerlendirip, başka hiçbir yere bağlı olmaksızın demir, çelik, bakır, alüminyum ve bu şekilde stratejik alanlarda kendilerini garanti altına aldıklarında geleceğe daha sağlam bakacaklarını kaydetti.
Bugüne kadar hep "Türk sanayici ve iş adamları başka ülkelere gitmesin oralara yatırım yapmasın" diye söylediklerine dikkati çeken Zeybekci, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ama biz şunu söylüyoruz artık; 'Eğer Türkiye'nin hammadde ihtiyaçlarını sürdürülebilir şekilde garanti altına alacak yatırımlar yapacaklarsa o coğrafyada gitsinler yapsınlar, Eğer Türkiye'nin ara mal ihtiyacını karşılamayı garanti altına alacaklarsa gitsinler o coğrafyada yatırım yapsınlar. Eğer Türkiye olarak bizim girmekte zorlandığımız coğrafyada, dağıtım alanlarına ulaşmakta zorlandığımız bir coğrafyada, mal dağıtmada imkansızlıklarla karşılaştığımız coğrafyada eğer gidip bu dezavantajları avantaja çevirecek kuruluşlarımız varsa gitsinler orada yatırım yapsınlar, üretsinler, oralarda hakim olsunlar'. Böylelikle biz dünyada 500 milyar dolarlık hedefe, hizmet gelirlerimizle beraber 650-700 milyar dolarlık hedefe 2023 yılında böyle ulaşabiliriz."
Zeybekci, 2002 yılında 220 milyar dolar olan milli geliri 830 milyar dolara getirdiklerini anlatarak, şimdiki hedeflerinin 830 milyar dolardan 2 trilyon dolara çıkmak olduğunu ifade etti.
"Bunu Anadolu coğrafyasında yapamayız" diyen Zeybekci, "Bunu sadece buradaki imkanlarla kaynaklarla üretimle buradaki finansman kaynaklarıyla yapamayız. Bunu kültür coğrafyamızla beraber Türkiye olarak yaparız. İnşallah bunu da yeni dönemde yeni etken ekonomi döneminde hep beraber başaracağız" şeklinde konuştu.
Yorum Gönder